Borç İlişkisi Haksız Tahrik Sebebi Midir?
BORÇ İLİŞKİSİ HAKSIZ TAHRİK SEBEBİ MİDİR?
Haksız tahrik, Türk Ceza Kanununda fail bakımından belirli şartların gerçekleşmesi halinde kusur durumunu azalatan ve daha az ceza verilmesini sağlayan bir indirim sebebi olarak düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu md. 29 hükmüne göre;
“Haksız tahrik
Madde 29- (1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.”
Kişinin aralarında borç ilişkisi bulunan ve alacağını tahsil edemediği kişiye karşı işlediği suç bakımından söz konusu borç ilişkisi bir haksız tahrik sebebi olarak kabul edilebilir mi?
Yargıtay’ın konuya ilişkin çeşitli kararları mevcuttur. Yargıtay’ın mevcut bir borç ilişkisini işlenen suç bakımından haksız tahrik sebebi olarak kabul ettiği kararları olduğu gibi etmediği kararları da mevcuttur. Özellikle kasten öldürme ve yaralama suçları bakımından borç ilişkisinin haksız tahrik sebebi olarak kabul edilmediği görülmektedir. Bu hususun belli bir suç ve ceza politikasını ve ceza adaletini sağlamaya hizmet ettiği söylenebilir. Daha hafif kabul edilebilecek konut dokunulmazlığının ihlali gibi suçlar bakımından ise borç ilişkisinin haksız tahrik sebebi olarak kabul edildiği görülebilmektedir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 23.01.2024 tarihli ve 2021/17089 E., 2024/663 K. Sayılı İlamına göre;
"Sanığın, katılanın kendisine olan borcunu ödememesinden kaynaklanan öfkenin oluşturduğu haksız tahriğin etkisi altında iken atılı suçu işlemesi karşısında; sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesi gereğince indirim yapılmayarak fazla ceza tayini hukuka aykırı bulunmuştur."
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.12.2012 tarihli kararına göre;
''... taraflar arasındaki alacak meselesinin ne olduğu, borç miktarı, mağdurun borcunu ne zamandan beri ödemediği, neden ödemediği, ödeme gücü bulunduğu halde sırf kendi menfaati için yahut sanık ...'yi zor durumda bırakmak için borcunu keyfi bir biçimde mi ödemediği, alacağın istenmesi sırasında mağdurun sanığa yönelik tahrik oluşturabilecek başkaca bir davranışının bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılması neticesinde; ilk haksız hareketin kimden geldiği tespit edildikten sonra sanık ... hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulduğu...''
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.05.2023 tarihli ve 2022/385 E., 2023/280 K. sayılı kararına göre ise;
"Önceden haber vermeden iş yerinden ayrılan sanık ...’in, çalıştığı günlerin ücretini hemen almak istemesi, inceleme dışı davanın katılanı ...’ün ise sanığa belli bir süre sonra ücretini ödeyebileceğini belirtmesinden ibaret işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan ve çözüm mercisi hukuk mahkemeleri olan uyuşmazlığın haksız tahrik olarak kabulünün mümkün olmaması"
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 07.03.2012 tarihli ve 2009/4926 E., 2012/1540 K. sayılı kararına göre de,
"Sanıkla maktule arasındaki alacak-borç ilişkisinin hukuki anlaşmazlık niteliğinde olup haksız tahrike konu olamayacağı,"
Yine Yargıtay 1. Ceza Dairesi 24.10.2022 tarihli ve 2022/5957 E., 2022/8250 K. sayılı kararına göre de;
"Taraflar arasındaki mevcut borç ilişkisinin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun aradığı anlamda haksız tahrik nedeni sayılamayacağı, bunun dışında da katılandan kaynaklanan ve sanık lehine tahrik oluşturan söz ve davranış da bulunmadığı halde 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,"
Yargıtay'ın muhtelif kararlarından da anlaşıldığı üzere Yargıtay mevcut bir borç ilişkisinin bir suç işleme fiili bakımından haksız tahrik sebebi teşkil edip etmediğini her bir somut olaya göre ayrı ve bağımsız olarak değerlendirmektedir. Yargıtay'ın tutumunda suç tipinin de önemli bir ölçüt olduğunu, ağır suçlar bakımından mevcut borç ilişkisinin haksız tahrik sebebi olarak kabul edilmediğini, daha hafif sayılabilecek ve borcunu tahsil etme amacını taşıyan suç fiilleri bakımından ise mevcut borç ilişkisinin haksız sebep olarak kabul edildiğini belirtmek gerekir.
İletişim Formu
YASAL UYARI
Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.