Anayasa Mahkemesi, 24 Temmuz 2024 tarihinde Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunundaki önemli bir maddeyi iptal etti. Bu maddeye göre, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun taraf olduğu davalarda, kurum aleyhine karar verilmesi durumunda, İcra İflas Kanunu çerçevesinde kötü niyet tazminatı talep edilemiyordu. Anayasa Mahkemesi, bu düzenlemenin iptaline hükmetti. Kötü niyet tazminatı, icra takibinin haksız ve kötü niyetle başlatılması durumunda ödeniyor.
AYM kararıyla 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 17/4/2008 tarihli ve 5754 sayılı Kanun’un 52. maddesiyle değiştirilen 88. maddesinin on sekizinci fıkrasının ikinci cümlesi iptal edilmiştir. Kanun’un 88. maddesinin itiraz konusu kuralın da yer aldığı on sekizinci fıkrası şöyledir:
“Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır. Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz.”
Kanun bu cümlesiyle 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen alacakların amme alacağı niteliğinde olduğunu ve öncelikli alacak olduğunu vurgulamıştır. Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi durumunda ilgili kanunda belirtilen tazminat ve cezaların kurum hakkında uygulanmayacağını belirtir.
Bakılmakta olan davada davalı, davacı Kurum aleyhine 2004 sayılı Kanun’un 67. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Kanunun 88. maddesinin on sekizinci fıkrasının ikinci cümlesinde geçen “2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz” ifadesi diğer tazminatlar yönünden geçerli olmakla birlikte kötü niyet tazminatını da kapsayan ortak kural niteliğindedir. Bu nedenden başvuru konusu davanın konusu gözetilerek kuralın esasına ilişkin inceleme “9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen kötü niyet tazminatı” yönünden yapılmıştır.
Anayasa’nın 10. maddesinde “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir./ Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz./ Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz./ Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz./ Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” denilmiştir.
Eşitlik ilkesinin amacı aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, kişilere ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. . Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasada öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez (AYM, E.2017/47, K.2017/84, 29/3/2017, § 18; E.2020/95, K.2022/3, 26/1/2022, § 25).
İptal kararına konu olan hükümde icra takibi sırasında haksız ve kötü niyetli davranışlarda bulunan kişilere, alacağın en az yüzde yirmisi oranında kötü niyet tazminatı verilmesi öngörülüyor olmasına karşın kuralın kurum için geçerli olmadığı ve kurum aleyhine böyle bir tazminata hükmedilemeyeceği ifade ediliyor. İptal kararında benzer durumdaki kişiler arasında Kuruma ayrıcalık tanınmasının, eşitlik ilkesine aykırı olduğu vurgulanmıştır. AYM ilgili kararında “2004 sayılı Kanun’un 67. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen kötü niyet tazminatı” yönünden Anayasa’nın 10. maddesine aykırı bulmuştur. İptali gerektiğine karar vermiştir.