Dolandırıcılık Suçunda Zararın Giderilmesi İçin Sanığa Süre Verilmemesi Bozma Sebebidir !!

Dolandırıcılık Suçunda Zararın Giderilmesi İçin Sanığa Süre Verilmemesi Bozma Sebebidir !!
8 Nisan 2025

Dolandırıcılık Suçunda Zararın Giderilmesi İçin Sanığa Süre Verilmemesi Bozma Sebebidir!!

Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 09.10.2024 tarihli kararında (E. 2024/9032, K. 2024/14159), dolandırıcılık suçu bakımından sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma iradesini ortaya koyduğu hâllerde, mahkemece uygun bir sürenin tanınmamasını usul ve esas yönünden bozma nedeni olarak değerlendirmiştir.

Kararda vurgulanan temel husus, gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında sanığın zarar telafisine yönelik iradesinin hukuk düzeni tarafından dikkate alınması gerektiğidir. Özellikle TCK m.168 kapsamında yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin sağlıklı bir şekilde uygulanabilmesi için, sanığın bu iradesini fiilen gerçekleştirebilmesine olanak tanınmalı ve kendisine makul bir süre verilerek zarar giderme fırsatı tanınmalıdır.

Mahkemenin bu yönde bir imkân tanımaksızın hüküm kurması, savunma hakkının ihlali, aynı zamanda ceza adaletinin temel ilkelerine aykırılık oluşturur. Zira, ceza yargılamasının amacı sadece cezalandırma değil, aynı zamanda toplumsal barışı sağlamaya hizmet eden adil bir yargılama sürecinin işletilmesidir. Etkin pişmanlık da bu sürecin tamamlayıcı bir unsuru olup failin mağdura verdiği zararı telafi etmesini ve bu suretle toplumla yeniden uyum sağlamasını hedefler.

Sonuç olarak; dolandırıcılık suçuna ilişkin yargılamalarda sanığın zarar giderme iradesi göz ardı edilmemeli, etkin pişmanlık hükümlerinin sağlıklı uygulanabilmesi için mahkemeler tarafından gerekli kolaylık ve süre sağlanmalıdır. Aksi hâlde verilen kararın hukuka uygunluğu tartışmalı hale gelir ve Yargıtay denetiminden geçmesi mümkün olmaz.

Dolandırıcılık suçunda zararı gidermek isteyen sanığa uygun süre verilmemesi bozma nedeni olup soruşturma aşamasında da zarar giderme istenmesi halinde süre verilerek etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına imkân tanınmalıdır. Yargıtay 2. CD, E. 2024/9032, K. 2024/14159, 09.10.2024 

 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.05.2024 tarihli ve KYB-2024/55989 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 23/02/2021 tarihli ve 2020/9634 esas, 2021/3097 karar sayılı ilâmında yer alan, "...Sanığın, 30.02.2019 tarihli duruşmada müştekinin zararını karşılamak istediğini beyan etmesi karşısında; mahkemece, aynı celse mahkumiyetine karar verilerek, sanığa zararı gidermesi için makul bir süre ve imkan verilmeden hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması nedeni ile anılan hususa yönelik kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüş olduğundan kabulü..5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bozulmasına..." şeklindeki açıklamalar ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Etkin Pişmanlık" başlıklı 168. maddesinde yer alan, " (1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (Mülga ibare :02/07/2012-6352 S.K./84.md.) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir...(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,

Dosya kapsamına göre, sanığın 01/03/2019 tarihli celsede alınan savunmasında, oluşan zararı gidermek istediğini açıkça beyan ederek etkin pişmanlık iradesini ortaya koyduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin değerlendirilmesi bakımından sanığa uygun süre verilerek, gerekirse mahkemece ödeme yeri belirlenip suçtan hasıl olan zararı ödeme imkanı tanınarak sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 168. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

 

 

II. GEREKÇE

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Etkin Pişmanlık" başlıklı 168. maddesinde yer alan, " (1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (Mülga ibare :02/07/2012-6352 S.K./84.md.) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir...(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,

Dosya kapsamına göre, hükümlünün 01.03.2019 tarihli celsede alınan savunmasında, oluşan zararı gidermek istediğini açıkça beyan ederek etkin pişmanlık iradesini ortaya koyduğunun anlaşılması karşısında, (tek celsede yargılamanın bittiği de dikkate alınarak) hükümlü hakkında 5237 sayılı Kanun'un 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin değerlendirilmesi bakımından hükümlüye uygun süre verilerek, gerekirse mahkemece ödeme yeri belirlenip suçtan hasıl olan zararı ödeme imkanı tanınarak sonucuna göre hükümlü hakkında 5237 sayılı Kanun'un 168. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan, yazılı şekilde karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

 

 

III. KARAR

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE, Bursa 22. Asliye Ceza Mahkemesinin, 01.03.2019 tarihli ve 2019/86 Esas, 2019/225 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği KANUN YARARINA BOZULMASINA, 5271 sayılı Kanun’un 309/4. maddesinin (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

İçeriklerimiz

Kasti Eylem de Trafik Kazasıdır: Sigortacı Üçüncü Kişiye Karşı Sorumludur - kasti-eylem-de-trafik-kazasidir-sigortaci-uecuencue-kisiye-karsi-sorumludur

Kasti Eylem de Trafik Kazasıdır: Sigortacı Üçüncü Kişiye Karşı Sorumludur

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kasti eylemle meydana gelen kazalarda sigortacının üçüncü kişiye karşı sorumluluğunun devam ettiğini belirledi. Kasti eylem teminat dışı değil, sadece ...

Müterafik Kusur ve Hatır Taşıması Kümülatif Uygulanamaz! - mueterafik-kusur-ve-hatir-tasimasi-kuemuelatif-uygulanamaz

Müterafik Kusur ve Hatır Taşıması Kümülatif Uygulanamaz!

Yargıtay, müterafik kusur ve hatır taşıması indiriminin kümülatif uygulanamayacağını belirtti. Tazminatta sıralı indirim esastır; yanlış uygulama, hakkaniyet ve denkleştirici adale...

Maluliyet Raporu Gelmeden Yapılan Ödeme: Lütuf Ödemesi midir? - maluliyet-raporu-gelmeden-yapilan-oedeme-luetuf-oedemesi

Maluliyet Raporu Gelmeden Yapılan Ödeme: Lütuf Ödemesi midir?

Sigorta şirketinin maluliyet raporu alınmadan ve zorlayıcı neden olmadan yaptığı ödeme lütuf ödemesidir. Bu nedenle sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak geri istenmesi mümkün...

Eser Sözleşmesinde Ceza Koşulu Zararı Sınırlandırmaz: Alacaklı, Kusur İspatıyla Fazlasını da Talep Edebilir - eser-soezlesmesinde-ceza-kosulu-zarari-sinirlandirmaz-alacakli-kusur-ispatiyla-fazlasini-da-talep-edebilir

Eser Sözleşmesinde Ceza Koşulu Zararı Sınırlandırmaz: Alacaklı, Kusur İspatıyla Fazlasını da Talep Edebilir

Eser sözleşmesinde cezai şart zararı sınırlandırmaz. Alacaklı, borçlunun kusurunu ispatlarsa, ceza tutarını aşan zararını da talep edebilir.

Ruhsat Sahibi İşleten Değilse: Davacıdan Bu Durumu Bilmesi Beklenemez! - ruhsat-sahibi-isleten-degilse-davacidan-bu-durumu-bilmesi-beklenemez

Ruhsat Sahibi İşleten Değilse: Davacıdan Bu Durumu Bilmesi Beklenemez!

Trafik kaydında ruhsat sahibi işleten olmayabilir. Davacının bunu bilmesi beklenemez. Bu durumda ruhsat sahibine dava açılsa dahi vekâlet ücreti yüklenemez

İdarenin Hizmet Kusuru İddiasına Dayalı Kasko Sigortası Rücu Davalarında Yargı Yolu - kasko-sigortasi-ruecu-davalarinda-yargi-yolu

İdarenin Hizmet Kusuru İddiasına Dayalı Kasko Sigortası Rücu Davalarında Yargı Yolu

İstanbul BAM 8. Hukuk Dairesi 2025/1397 E., 2025/1062 K. kararında; kasko sigortacısının idareye rücu davasında görevli yargı yolunun adli yargı olduğu hükme bağlandı.

Hatır Taşımacılığı İndirimi Sadece Hatır İçin Taşıyana Uygulanır - hatir-tasimaciligi-indirimi-sadece-hatir-icin-tasiyana-uygulanir

Hatır Taşımacılığı İndirimi Sadece Hatır İçin Taşıyana Uygulanır

Yargıtay 2025/2459 E., 2025/8104 K. sayılı kararında, hatır taşıması indiriminin yalnızca hatır için yolcu taşıyan sürücü lehine uygulanabileceğini, karşı araç sürücüsü ve sigortac...

Kesin Süre Sonrası Yatırılan Bilirkişi Ücretinin Kabulü: Usul Ekonomisi ve Makul Sürede Yargılama Hakkı - kesin-suere-sonrasi-yatirilan-bilirkisi-uecretinin-kabulue-usul-ekonomisi-ve-makul-suerede-yargilama-hakki

Kesin Süre Sonrası Yatırılan Bilirkişi Ücretinin Kabulü: Usul Ekonomisi ve Makul Sürede Yargılama Hakkı

Kesin süreden sonra yatırılan bilirkişi ücretinin geçerli sayılması, usul ekonomisi ve makul sürede yargılanma hakkı kapsamında yargılamayı geciktirmez. Yargı kararlarıyla destekle...

Bir Usulsüz Tebligat, İcra Takibini Nasıl Kesinleştirir? - bir-usulsuez-tebligat-icra-takibini-nasil-kesinlestirir

Bir Usulsüz Tebligat, İcra Takibini Nasıl Kesinleştirir?

Usulsüz tebligatla kesinleşen icra takibinde oluşan zararlar nedeniyle PTT ve Adalet Bakanlığı’nın müteselsil sorumluluğu, Yargıtay kararları ışığında hukuki dayanaklarıyla değerle...

Adres
BALGAT MAH. DOKTOR SADIK AHMET CADDESİ KREŞ APT. NO:49/1 ÇANKAYA ANKARA

İletişim Formu

YASAL UYARI

Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.