Çoklu Zarar – Tek Poliçe: Bölge Adliye Mahkemesinden Garameten Dağıtım İçtihadı !!

Çoklu Zarar – Tek Poliçe: Bölge Adliye Mahkemesinden Garameten Dağıtım İçtihadı !!
3 Temmuz 2025

Çoklu Zarar – Tek Poliçe: Bölge Adliye Mahkemesinden Garameten Dağıtım İçtihadı !!

Karayolları Trafik Kanunu’nun 96. maddesi, birden fazla kişinin zarar gördüğü trafik kazalarında, sigorta teminatının nasıl ve ne şekilde paylaştırılacağını düzenleyen önemli bir hükümdür. Bu madde kapsamında uygulama alanı bulan garameten ödeme ilkesi, sigorta poliçesi limitinin zarar görenlerin toplam zararını karşılamaya yetmediği hallerde devreye girer.

Söz konusu ilkeye göre, sigorta bedeli zarar gören kişiler arasında, zararlarının oranı gözetilerek ve eşitlik ilkesi çerçevesinde paylaştırılır. Böylece sigortacı, poliçede belirlenen azami limiti aşmadan, tüm zarar görenlere adil bir ödeme yapar. Amaç, sigorta sisteminin öngördüğü teminat limitinin dışına çıkılmadan, zarar görenler arasında denge kurulmasıdır.

Bu kapsamda T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi’nin 13.03.2025 tarihli ve 2024/80 Esas, 2025/348 Karar sayılı ilamı, garameten ödeme ilkesinin yargı içtihadı ile somut olaylara nasıl uygulanması gerektiğini göstermesi bakımından önemlidir. Dava konusu olayda, aynı kazada birden fazla araç ve kişi zarar görmüş; sigorta şirketi ise poliçe limitleri dahilinde farklı kalemlerde ve kişilere çeşitli ödemeler gerçekleştirmiştir. İlk derece mahkemesi, davacıya yapılan ödeme dışındaki diğer ödemeleri yeterince araştırmadan karar vermiştir.

Ancak istinaf incelemesinde Ankara BAM 35. Hukuk Dairesi, dosyada yer alan ödeme dekontlarının, hasar dosyalarının ve diğer zarar görenlere dair bilgilerin eksik değerlendirildiğini belirlemiş ve “çoklu zarar” durumlarında garameten ödeme ilkesine göre sigortacının sorumluluğunun belirlenmesi gerektiğini vurgulamıştır. Mahkeme, KTK 96. madde çerçevesinde garame hesabı yapılmadan hüküm kurulmasının isabetsiz olduğunu belirtmiş ve kararın kaldırılmasına karar vermiştir.

Kararda birebir şu ifadeye yer verilmiştir:
“KTK'nun 96. maddesi hükmüne göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir.”

Son olarak, trafik kazalarında zarar gören sayısının fazla olduğu durumlarda sigorta şirketinin sorumluluğu sadece poliçe limitleriyle sınırlı kalmamakta; aynı zamanda bu limiti, tüm zarar görenler arasında adaletli şekilde bölüştürme yükümlülüğü de doğmaktadır. Garameten ödeme ilkesi, sigortacının tüm mağdurlara eşit ve hakkaniyete uygun davranmasını sağlamak adına önemli bir dengeleme mekanizmasıdır. Bu yönüyle yargı kararlarında özel olarak tartışılması ve her olayda somut verilere göre teknik hesaplamalara dayandırılması zorunludur.

İÇTİHAT METNİ

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2024/80 - 2025/348

T.C.

ANKARA

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

35. HUKUK DAİRESİ

 

DOSYA NO : 2024/80

KARAR NO : 2025/348

 

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

K A R A R

 

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 28/11/2023

NUMARASI : 2023/434 Esas 2023/1248 Karar

 

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 13/03/2025

GEREKÇELİ KARAR

YAZILMA TARİHİ : 13/03/2025

 

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

 

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI

Davacı vekili dava dilekçesinde; 28.01.2023 tarihinde saat 15:53 civarında, davalı sigorta şirketine sigortalı ... plakalı araç sürücüsü ...'ın kusurlu olarak davacıya ait ... plakalı araca çarparak davacıya ait aracın 124.640,65 TL hasarlanmasına neden olduğu gibi davacıya ait aracın 30.000,00 TL civarında değer kaybına uğramasına neden olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafa sadece 50.000,00 TL hasar bedeli ödemesi yapıldığını belirtilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100,00 TL değer kaybı ve 100,00 TL de hasar bedeli olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazaya karışan ... plakalı aracın davalı sigorta şirketine ZMMS(Trafik) Poliçesiyle sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında araç başına 100.000,00 TL poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, taraflarına yapılan başvuru sonucu davacı tarafa 26.04.2023 tarihinde 50.000,00 TL hasar bedeli ve 03.05.2023 tarihinde 11.134,34 TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, dolayısıyla müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu kalmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece, davaya konu trafik kazasındaki kusur oranlarının tespiti ile talep edilebilecek maddi tazminatın hesaplanması bakımından dosyaya kazandırılan 11/09/2023 tarihli bilirkişi raporunda; "...Davalı sigorta şirketine sigortalı ... plakalı araç sürücüsü ...'ın meydana gelen kazanın oluşumunda, 2918 sayılı KTK.nun 52/b. ve 84/I. maddeleri kural ihlallerini işlemiş olmakla %100 oranında kusurlu olacağı, ..., ..., ..., ..., ... ve ... plakalı araç sürücülerinin meydana gelen kazanın oluşumunda izafe edilecek herhangi bir kural ihlalleri olmamakla kusursuz olacakları, davacıya ait ... plakalı araçta meydana gelen hasar tutarının kdv dahil 114.606,00 TL, değer kaybının ise reel piyasa koşullarına göre 40.000,00 TL olacağı, davalı sigorta şirketi sorumluğunun araç başına 50.000,00 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya, araç hasar bedeli için 26.04.2023 tarihinde 50.000,00 TL , araç değer kaybı için ise 03.05.2023 tarihinde ise 11.134,34 TL ödeme yapıldığı, bu bağlamda davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafa yapılan toplam ödemenin poliçe Iimiti üzerinde olacak şekilde (50.000,00 TL + 11.134,34 TL) = 81.134,34 TL olduğu, dolayısıyla davacının davalı sigorta şirketinden bakiye tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı nihai kararının sayın mahkemede olacağı..." yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, 19/10/2023 tarihli duruşmada davacı vekilince, her ne kadar bilirkişi raporunda poliçe limiti 50.000,00TL olarak belirtilmiş ise de, kaza tarihinde poliçe limitinin 100.000,00TL olduğunun beyan edildiği, davacı vekili 22/09/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile; 100,00 TL olan değer kaybı tazminatı talebini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla poliçe limitleri yönünden ıslah etmediklerini beyan etmiş, 100,00 TL olan hasar bedeli taleplerini ise 37.665,66 TL'ye yükselttiği, ıslah dilekçesi ve taleple bağlılık ilkesi gözetilerek kısmi ödeme tarihleriyle temerrüdün oluştuğunun ve kazaya sebebiyet veren araç ticari olmadığından yasal faiz hükmedilmesi gerektiğinin kabulü ile davanın kabulü gerektiği, her ne kadar davalı vekili poliçe limitinin dolduğunu ve sorumluluğunun kalmadığını beyan etmişse de, kaza tarihinin 28/01/2023 olduğu, kaza tarihinde kaza başına limitin 240.000,00 TL, şahıs başına limitin 120.000,00 TL olduğu, davacıya yapılan ödemenin 61.134,34 TL, kaza nedeniyle yapılan toplam ödemenin 178.622,53 TL olduğu, ıslahla talep edilen miktarın limitleri aşmadığı anlaşıldığından davalının bu savunmasına itibar edilmediği gerekçesiyle; " Davanın KABULÜ İLE ; 37.665,00TL hasar bedeli, 100,00TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 37.765,00TL tazminatın, 37.665,00TL'sine 26/04/2023 tarihinden, 100,00TL sine 03/05/2023 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı tutulmasına, faiz türüne ve faiz başlangıç tarihine ilişkin fazla talebin reddine" karar verilmiştir.

 

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ

Davalı ... Sigorta Anonim Şirketi vekili istinaf dilekçesinde, Dava dilekçesinde bahsi geçen ... plakalı aracın, müvekkil Şirkette 31.05.2022-31.05.2023 tarihleri arasında, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik Sigortası) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, hiçbir şekilde davayı ve davacının iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil Şirketin bu poliçeden doğan sorumluluğu, 28.01.2023 kaza tarihi itibariyle maddi araç başına azami 120.000,00-TL, kaza başına 240.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, yerel mahkemece hükme esas alınan ıslah talebi doğrultusunda, müvekkil şirketin bakiye teminat limiti irdelenmeksizin eksik incelemeye dayalı hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu, davacı tarafından, 28.01.2023 tarihli maddi hasarlı kaza neticesinde müvekkil şirket aleyhine açılan dava üzerine, müvekkil şirket nezdinde hasar dosyası açıldığını, davacı yana 26.04.2023 tarihinde 50.000,00 -TL tutarında hasar bedeli tazminatı, 03.05.2023 tarihinde ise 11.134,34 TL tutarında değer kaybı ödemesi gerçekleştirildiğini, ayrıca müvekkil şirket tarafından,28.01.2023 tarihli kazaya karışan diğer araçlardan ... plakalı aracın sigortacısı olan ... Sigorta Anonim Şirketi'ne 26.04.2023 tarihinde 49.952,21 TL hasar ödemesi, 28.04.2023 tarihinde ... plakalı aracın sigortacısı olan ... AŞ’ye 21.060,13 TL hasar tazminatı ödemesi, 28.01.2023 tarihli kaza kapsamında zarar gören ...’e 31.05.2023 tarihinde 17.468,69 TL tutarında değer kaybı ödemesi, işbu kazada mağdur olan ...’e 08.03.2023 tarihinde 15.500,00 TL tutarında hasar bedeli tazminatı, ...’in aracının onarım ve bakımı için ... Otomotiv İç ve Dış Tic. Ltd. Şti'ye 08.03.2023 tarihinde 2.206,69 TL maddi hasar tazminatı, ... Otomotiv Bilişim Hizmetleri Anonim Şirketi'ne 08.03.2023 tarihinde 965,33 tl maddi hasar tazminatı, ... Oto Yed. Parça San. ve Tic. Ltd. Şti'ne 08.03.2023 tarihinde 8.974,12 TL tutarında maddi hasar tazminatı, 28.01.2023 tarihli kaza kapsamında zarar gören ...’a 23.02.2023 tarihinde 1.251,98 TL tutarında maddi hasar tazminatı, ...’a 08.03.2023 tarihinde 107,04 TL ve 18.12.2023 tarihinde de 29.892,96 TL tutarında hasar bedeli tazminatı ödemesi olmak üzere toplamda 208.525,37 TL tutarında ödeme gerçekleştirildiğini, müvekkil şirketin ... plakalı araç için 31.05.2022-31.05.2023 tarihleri arasını kapsayacak şekilde tanzim edilmiş poliçeden doğan sorumluluğu, 28.01.2023 kaza tarihi itibariyle maddi araç başına azami 120.000,00-TL, kaza başına 240.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, yapılan tüm ödemeler dikkate alındığında bakiye olarak yalnızca 31.474,63 TL tutarında kaza başına limitin kaldığını, ancak Mahkemece 37.665,00 TL hasar bedeli, 100,00 TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 37.765,00 TL tazminatına ilişkin davanın poliçe limitleriyle sınırlı tutularak, kabulüne karar verdiğinin görüldüğünü, mahkeme kararında teminatın üstünde olacak şekilde hüküm kurulduğunu, somut olayda, davalı tarafından davadan önce 07/05/2014 tarihinde davacıya 19.920,00 TL ödeme yapıldığını, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacının zararının 44.244,00 TL olarak hesaplandığını, kaza tarihinde yürürlükte bulunan zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limiti araç başı maddi hasar 25.000,00 TL (davalı ... şirketinin bildirdiğine göre 26.800,00 TL) olduğunu, davalının davacıya yaptığı ödeme poliçe limitinden düşülerek bakiye kalan poliçe limiti ile sorumluluğunun belirlenmesi gerektiğini, davalı poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olup teminat limiti üstünde kalan kısım yönünden herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı gibi limit üzerinde kalan miktarın ferilerinden yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçlardan da sorumluluğu bulunmadığını, buna göre, mahkemece davalı şirketi poliçe teminat limiti ile sorumlu olduğu miktarın ve aynı şekilde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden teminat limiti ile sorumlu olduğu miktarın hükümde tam olarak belirtilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde miktar belirtmeden sorumluluğuna hükmedilmesinin de doğru olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporu hatalı ve eksik olarak tanzim edilmiş olup hüküm kurmaya elverişli olmadığını, öncelikle hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın hasar bedeline ilişkin değerlendirmeye bakıldığında, aracın onarım bedeli aracın rayiç değerine göre çok yüksek çıktığından aracın pert edilmesi gerekmekteyken, bu hususun göz ardı edilerek hasar bedeli tespitinin hatalı olduğunu, 11.09.2023 tarihli bilirkişi raporunda, araç rayiç değeri olarak, 310.000,00 TL, değer kaybı olarak 40.000,00 TL ve hasar tutarı olarak da 114.606,00 TL tutarında tespitte bulunulduğunu, alanında uzman bilirkişilere, 11.09.2023 tanzim tarihli bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki ilgili tüm belgelerin kontrolünün sağlatılması neticesinde, bilirkişinin araç rayiç değerini 310.000,00 TL, değer kaybını 40.000,00 TL, hasar tutarını 114.606,00 TL olarak belirlediğini, dolayısıyla rayiç değer/tazminat oranı %50'nin üzerinde olup, bu nedenden dolayı araç onarımının hem teknik, hem ekonomik olarak mümkün bulunmadığını, aracın pert edilmesi gerektiğini, ilgili uzman görüşü de göz önünde bulundurulduğunda, araç rayiç değerinin yarısının üzerinde bulunmakta olup, onarımı mümkünmüş gibi 40.000,00 TL değer kaybı tespiti, 114.606,00 TL hasar tutarı tespitinin hatalı olup, hüküm kurmaya elverişsiz nitelikte olduğunu, hasar bedeline KDV tutarının da eklenemeyeceğini, değer kaybının ZMSS Genel Şartları ile ek-1 de belirtilen usul ve esaslara göre belirlenmesi gerektiğini, Kararda "...37.765,00TL tazminatın, 37.665,00TL'sine 26/04/2023 tarihinden, 100,00TL sine 03/05/2023 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine..." gerekçesiyle yasal faizinin 26.04.2023 tarihinden itibaren kabulüne karar verildiğini, sigortacının temerrüde düşmesi ve dolayısıyla faizden sorumlu tutulabilmesi için, kendisine yapılan başvuruya rağmen herhangi bir ödemede bulunmaması gerektiğini, halbuki müvekkil şirket tarafından davacı yana 6.04.2023 tarihinde 50.000,00 -TL tutarında hasar bedeli tazminatı ve 03.05.2023 tarihinde ise 11.134,34 TL tutarında değer kaybı ödemesi gerçekleştirildiğini, müvekkil şirket yapılan bu ödemelerle birlikte tüm sorumluluğunu yerine getirmiş olduğundan temerrüde de düşmediğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

 

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE

Dava, araç hasar bedeli ile değer kaybı bedelinin tazmini istemine ilişkindir.

Davalı sigorta şirketi istinaf dilekçesinde, kazaya ilişkin olarak 208.525,37 TL tutarında ödeme gerçekleştirildiğini, müvekkil şirketin ... plakalı araç için 31.05.2022-31.05.2023 tarihleri arasını kapsayacak şekilde tanzim edilen poliçeden doğan sorumluluğunun, 28.01.2023 kaza tarihi itibariyle maddi araç başına azami 120.000,00-TL, kaza başına 240.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, yapılan tüm ödemeler dikkate alındığında bakiye olarak yalnızca 31.474,63 TL tutarında kaza başına limitin kaldığını, ancak Mahkeme kararı ile 37.665,00 TL hasar bedeli, 100,00 TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 37.765,00 TL tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir.

KTK'nun 96. maddesi hükmüne göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı biçimde ve poliçe limitini de aşmayacak biçimde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır.

Dava konusu olayda çoklu hasar söz konusu olup, mahkemece dava konusu kazayla ilgili olarak tüm hasar ve derdest dava dosyaları ile ödeme dekont ve makbuzları getirtilerek, garame hesabı yapılmak suretiyle, dava konusu talep yönünden davalı tarafın sorumluluğuna düşen miktarın tespiti için aynı bilirkişiden ek rapor alınması, ayrıca yine hasar ve dava dosyaları içeriğine göre, yukarıda anılan KTK 96/2 maddesi çerçevesinde davalı sigorta şirketinin sorumluluğu tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi için kararın kaldırılması gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre istinaf eden davalı ... Sigorta AŞ vekilinin sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

 

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;

1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 28/11/2023 tarihli, 2023/434 Esas 2023/1248 Karar

sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,

Kararın kaldırılma sebebine göre, istinaf eden davalı ... Sigorta AŞ vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,

2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,

4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,

5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,

 

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 13/03/2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

İçeriklerimiz

Çoklu Zarar – Tek Poliçe: Bölge Adliye Mahkemesinden Garameten Dağıtım İçtihadı !! - coklu-zarar-tek-police-garameten-dagitim-sigorta

Çoklu Zarar – Tek Poliçe: Bölge Adliye Mahkemesinden Garameten Dağıtım İçtihadı !!

Zarar gören birden fazla kişi varsa, sigortacının poliçe limiti, zarar görenler arasında adil şekilde paylaştırılır. Mahkemelerce garame hesabı yapılması zorunludur.

Yargıtay’dan Emsal Karar – Tahliye Taahhüdü, Kira Sözleşmesinden Sonraki Gün Düzenlendiyse Geçerlidir  - kira-avukati-tahliye-taahhuedue-kira-soezlesmesinden-sonraki-guen-duezenlendiyse-gecerlidir

Yargıtay’dan Emsal Karar – Tahliye Taahhüdü, Kira Sözleşmesinden Sonraki Gün Düzenlendiyse Geçerlidir

Kira sözleşmesinden sonra verilen tahliye taahhüdü, kiracının serbest iradesiyle düzenlenmiş sayılır. Tarihine itiraz eden kiracı, iddiasını güçlü delille ispatlamak zorundadır.

Koltuk Sigortası ile Sorumluluk Sigortası Arasındaki Fark – Yargıtay Kararı - zorunlu-ferdi-koltuk-sigortasi-ile-sorumluluk-sigortasi-arasindaki-fark

Koltuk Sigortası ile Sorumluluk Sigortası Arasındaki Fark – Yargıtay Kararı

Yargıtay, koltuk sigortasından yapılan ödemenin, ZMSS kapsamındaki işleten sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağına hükmetti.

Anayasa Mahkemesi: Arabulucunun Hatası İşçiye Yüklenemez - anayasa-mahkemesi-arabulucunun-hatasi-isciye-yueklenemez

Anayasa Mahkemesi: Arabulucunun Hatası İşçiye Yüklenemez

Anayasa Mahkemesi, arabulucunun hatası nedeniyle işçinin davasının reddedilmesini mahkemeye erişim hakkının ihlali saydı. Karar, 1 Temmuz 2025’te Resmî Gazete’de yayımlandı.

Sanığın Paylaşımı Reddettiği Durumlarda Bilirkişi İncelemesi Yapılmadan Hüküm Kurulamaz - paylasimi-reddettigi-bilirkisi-incelemesi-huekuem-kurulamaz

Sanığın Paylaşımı Reddettiği Durumlarda Bilirkişi İncelemesi Yapılmadan Hüküm Kurulamaz

Sanık, paylaşımı kendisinin yapmadığını beyan etmişse, Yargıtay 8. CD, E. 2022/4941, K. 2024/9427, 09.12.2024 kararına göre teknik bilirkişi incelemesi şarttır.

Danıştay’dan Emsal Karar: Görev Değişikliğinde Vekâlet Ücreti Davacıya Yüklenemez - danistay-dan-emsal-karar-goerev-degisikliginde-vekalet-uecreti-davaciya-yueklenemez

Danıştay’dan Emsal Karar: Görev Değişikliğinde Vekâlet Ücreti Davacıya Yüklenemez

Danıştay 6. Daire, görevsizlik kararının nedeni yasa değişikliği ise, davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğine karar vererek emsal nitelikte önemli bir içtihat oluşturd...

Yargıtay’dan Belirsiz Alacak Davalarına Net Sınır: Ek Dava Derdestlik Nedeniyle Reddedilir - belirsiz-alacak-davalarina-ek-dava-derdestlik-

Yargıtay’dan Belirsiz Alacak Davalarına Net Sınır: Ek Dava Derdestlik Nedeniyle Reddedilir

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’ne göre; belirsiz alacak davasıyla alacağın tamamı dava konusu edilmiş sayılır. Aynı alacak kalemleri için açılan ek dava derdestlik nedeniyle usulden red...

İbra / İbraname Nedir? - ibra-ibraname-nedir

İbra / İbraname Nedir?

İbraname Nedir, Ne İşe Yarar? gibi sorulara yanıt bulun!

Adres
BALGAT MAH. DOKTOR SADIK AHMET CADDESİ KREŞ APT. NO:49/1 ÇANKAYA ANKARA

İletişim Formu

YASAL UYARI

Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.