Anayasa Mahkemesi, kişisel veri niteliğindeki sağlık bilgilerinin üçüncü kişilerle paylaşılması konusunda önemli bir hak ihlali kararı verdi. Karar, 5 Ağustos 2025 Salı günü Resmî Gazete’de yayımlandı ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin anayasal güvenceleri yeniden hatırlattı.
Somut olayda, başvurucu 2010 yılında Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde üç kez muayene olmuştu. Ancak bu muayenelere ait sağlık bilgileri, aradan altı yıl geçtikten sonra, 2016 yılında başvurucunun annesinin talebi üzerine, uzman doktor tarafından düzenlenen bir belge ile paylaşıldı. Doktor, bu belgeyi başvurucunun hayatından endişe edildiği gerekçesiyle hazırlamıştı.
Başvurucu, kişisel sağlık verilerinin rızası dışında ve üstelik menfaat çatışması yaşadığı annesine verildiğini, bu verilerin kendisine karşı açılan bir davada kullanıldığını ve bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek suç duyurusunda bulundu. Soruşturma ve kovuşturma sürecinde, doktorun başvurucuyu koruma amacıyla hareket ettiği ve suç işleme kastının bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verildi. İstinaf başvurusu da esastan reddedildi.
Bireysel başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi ise şu tespitlerde bulundu:
- Neden yalnızca bilgi verilmek yerine belge düzenlendiği sorgulanmamış,
- Başvurucunun annesi ile arasındaki menfaat çatışması dikkate alınmamış,
- 2010’daki tedaviden altı yıl sonra belge talebinin sebebi veya zorunluluğu araştırılmamış,
- Tehlikeli bir durum var ise, bunu önleyecek alternatif yolların olup olmadığı ve varsa neden tercih edilmediği açıklanmamış.
Bu gerekçelerle, kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine hükmedildi. Karar, kişisel sağlık verilerinin korunması ve üçüncü kişilerle paylaşılması konularında hem kamu otoritelerine hem de özel kişilere önemli sorumluluklar yüklemektedir