Yargıtay İçtihatlarında Munzam Zarar

Yargıtay İçtihatlarında Munzam Zarar
24 Haziran 2024

Yargıtay İçtihatlarında Munzam Zarar

Bir borç ilişkisinin mevcut olduğu durumlarda borçlunun borcunu zamanında ödememesi alacaklının zararına sebep olabilir. Bu durum için hukuk düzeninde temerrüt faizi müessesesi öngörülmüştür. Gerekli şartların varlığı durumunda alacaklı alacağını temerrüt faiziyle birlikte tahsil edebilir. Ancak alacaklının zararı bazı durumlarda temerrüt faiziyle karşılanabilecek tutardan daha fazla olabilir. Alacaklının temerrüt faizi miktarını aşan bu aşkın zararı için öngörülen müessese ise munzam zarardır. 

 

Munzam zararı, borçlunun borcunu vadesinde ödememesi neticesinde alacaklının uğradığı zararın temerrüt faizi ile karşılanabilen kısmını aşan kısmı olarak tanımlamak mümkündür. Borçlunun borcunu ödemede temerrüde düşmesinin sonuçlarından biri temerrüt faizi olduğu gibi munzam zarar da temerrüdün bir sonucudur.

 

 Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/1512 E., 2019/3201 K. sayılı kararına göre de; ‘’Munzam zarar borcunun hukuki sebebi, asıl alacağın temerrüde uğraması ile oluşan hukuka aykırılıktır. O nedenle, borçlunun munzam zararı tazmin yükümlülüğü asıl borç ve temerrüt faizi yükümlülüğünden tamamen farklı, temerrüt ile oluşmaya başlayan asıl borcun ifasına kadar zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borçtur.’’

 

Para borçlarında borçlunun temerrüdünün bir sonucu niteliğindeki munzam (aşkın) zarar Türk Borçlar Kanunu md. 122 hükmünde düzenlenmiştir. Hükmün ilk fıkrasına göre; “Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür.’’ 

 

Munzam zararın oluşması için bir takım şartların bir araya gelmesi zorunludur.  Bu şartlar şunlardır;

 

  • Alacaklının temerrüt faizini aşan bir zararının gerçekleşmesi: Temerrüt sonucunda oluşan alacaklı mal varlığı ile temerrüde düşülmeseydi oluşacak mal varlığı arasında alacaklının aleyhine bir fark meydana gelmeli ve bu fark temerrüt faizi ile karşılanamamalıdır.
  • Temerrütle munzam zarar arasında bir illiyet bağı olmalıdır. Temerrüt, olayların genel akışına ve özelliklerine göre zararı oluşturmalıdır.
  • Borçlu kusursuzluğunu ispatlayamamış olmalıdır: Borçlu temerrüde düşmesi halinde kusursuz dahi olsa temerrüt faizi ödediği halde, munzam zarar tazmini talebi için borçlunun temerrüde düşmede kusurunun olması şarttır.

 

Munzam zarar, Yargıtay içtihatlarına da sıklıkla konu olan bir müessesedir. 

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/13-569 E. ve 2022/534 K. sayılı ilamında munzam zarar ile ilgili olarak şu tespitlere yer verilmiştir;

 

  • Munzam zarar sorumluluğunun esası kusur sorumluluğudur. Borçlunun munzam zararı tazmin etme yükümlülüğünden kurtulmasının tek yolu temerrüde düşmesindeki kusursuzluğunu ispat etmesi olacaktır.
  • Munzam zararın varlığını ve asıl alacak ve temerrüt ile ilişkisini ispat yükü alacaklıdadır.

 

Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin önceki istikrar kazanmış uygulaması, munzam zararın varlığının somut delillerle isptlanması gerektiği yönündeyken Anayasa Mahkemesinin 21.12.2017 tarihli 2014/2267 başvuru numaralı kararı ile 15. Hukuk Dairesinin uygulaması değişmiştir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi yeni yerleşik uygulaması, enflasyon ve döviz kurları, mevduat faizleri, devlet tahvilleri ve diğer yatırım araçlarının faiz oranları ile birlikte getirilerinin temerrüt faizinden fazla olması halinde munzam zararının varlığının karine olarak kabul edilmesi gerektiği yönündedir.

 

Anayasa Mahkemesi söz konusu 21.12.2017 tarihli 2014/2267 başvuru numaralı kararında; başvurucunun alacağının enflasyon karşısında büyük ölçüde değer kaybına uğranılarak ödendiği anlaşıldığından başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiği kanaatine varmış, başvurucunun zarara uğradığını ayrıca ispatlaması gerektiği yönündeki katı yorum kuralları nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

 

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ise munzam zararın yalnızca enflasyon olmadığı dönemlerde somut olarak ispatlanması gerektiği yönünde bir görüş benimsemektedir.

 

Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2023/1897 E. ve 2024/1099 K. sayılı ilamına göre ise; 

‘’Ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklar munzam zararın ispatı açısından yeterli olmadığı gibi kolaylık da sağlamaz. Davacının munzam zararını kendi durumuna özgü somut vakıalarla ispatlaması gerekir.’’

 

  • Munzam zararın asıl alacak davasından ayrı bir dava ile de on yıllık zamanaşımı süresi içerisinde talep edilmesi mümkündür.

İçeriklerimiz

Hatır Taşımacılığı İndirimi Sadece Hatır İçin Taşıyana Uygulanır - hatir-tasimaciligi-indirimi-sadece-hatir-icin-tasiyana-uygulanir

Hatır Taşımacılığı İndirimi Sadece Hatır İçin Taşıyana Uygulanır

Yargıtay 2025/2459 E., 2025/8104 K. sayılı kararında, hatır taşıması indiriminin yalnızca hatır için yolcu taşıyan sürücü lehine uygulanabileceğini, karşı araç sürücüsü ve sigortac...

Kesin Süre Sonrası Yatırılan Bilirkişi Ücretinin Kabulü: Usul Ekonomisi ve Makul Sürede Yargılama Hakkı - kesin-suere-sonrasi-yatirilan-bilirkisi-uecretinin-kabulue-usul-ekonomisi-ve-makul-suerede-yargilama-hakki

Kesin Süre Sonrası Yatırılan Bilirkişi Ücretinin Kabulü: Usul Ekonomisi ve Makul Sürede Yargılama Hakkı

Kesin süreden sonra yatırılan bilirkişi ücretinin geçerli sayılması, usul ekonomisi ve makul sürede yargılanma hakkı kapsamında yargılamayı geciktirmez. Yargı kararlarıyla destekle...

Bir Usulsüz Tebligat, İcra Takibini Nasıl Kesinleştirir? - bir-usulsuez-tebligat-icra-takibini-nasil-kesinlestirir

Bir Usulsüz Tebligat, İcra Takibini Nasıl Kesinleştirir?

Usulsüz tebligatla kesinleşen icra takibinde oluşan zararlar nedeniyle PTT ve Adalet Bakanlığı’nın müteselsil sorumluluğu, Yargıtay kararları ışığında hukuki dayanaklarıyla değerle...

Rekabet Yasağına Aykırılık Davalarında Görevli Mahkeme - rekabet-yasagina-aykirilik-davalarinda-goerevli-mahkeme

Rekabet Yasağına Aykırılık Davalarında Görevli Mahkeme

12.09.2025’te Resmî Gazete’de yayımlanan Yargıtay içtihadı birleştirme kararıyla, rekabet yasağı sözleşmelerine aykırılık davalarında görevli mahkeme iş mahkemeleri oldu, görev kar...

Yabancı Plakalı Araçların Türkiye’de Karıştığı Trafik Kazalarında Hukuki Süreç - yabanci-plakali-araclarin-tuerkiye-de-karistigi-trafik-kazalarinda

Yabancı Plakalı Araçların Türkiye’de Karıştığı Trafik Kazalarında Hukuki Süreç

Yabancı plakalı araç Türkiye’de trafik kazasına karışırsa ne olur? Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu (TMTB) ne işe yarar? Bu yazıda bu sorulara ve daha fazlasına yanıt veriyoruz.

Aynı Bölgeden Daha Önce Hasar Alınmış Araçta Değer Kaybı Talebinin Değerlendirilmesi - ayni-boelgeden-hasar-ve-deger-kaybi

Aynı Bölgeden Daha Önce Hasar Alınmış Araçta Değer Kaybı Talebinin Değerlendirilmesi

Aynı bölgeden daha önce hasar alan araçta da değer kaybı oluşabilir. İstanbul BAM kararına göre araç marka, model ve kilometresi dikkate alınarak tazminat hesaplanır.

Trafik Kaydında Ruhsat Sahibi Görünenin İşleten Olmaması Halinde Vekalet Ücreti Sorunu - trafik-kaydinda-ruhsat-sahibi-isleten-vekalet-uecreti-sorunu

Trafik Kaydında Ruhsat Sahibi Görünenin İşleten Olmaması Halinde Vekalet Ücreti Sorunu

Trafik kaydında ruhsat sahibi işleten olmayabilir. Davacı bu durumu bilemez. Ankara BAM kararına göre vekalet ücreti yüklenemez. İşletenin kimliği ispat edilmelidir.

YENİ ADLİ YILIMIZ KUTLU OLSUN! - yeni-adli-yilimiz-kutlu-olsun

YENİ ADLİ YILIMIZ KUTLU OLSUN!

Yeni adli yılda, adaletin güçlü, terazinin adil, hukukun üstün olduğu bir yıl dileriz !!

Yargıtay HGK: Döviz Cinsinden Süresiz Nafaka, 18 Yıl Sonra Hakkaniyet Gereği Uyarlanabilir - doeviz-cinsinden-sueresiz-nafaka-18-yil-sonra-hakkaniyet-geregi-uyarlanabilir

Yargıtay HGK: Döviz Cinsinden Süresiz Nafaka, 18 Yıl Sonra Hakkaniyet Gereği Uyarlanabilir

Yargıtay HGK, 18 yıl sonra döviz cinsinden süresiz nafakanın tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre uyarlanabileceğine hükmetti. Karar, nafaka davaları ve uyarlama talepler...

Adres
BALGAT MAH. DOKTOR SADIK AHMET CADDESİ KREŞ APT. NO:49/1 ÇANKAYA ANKARA

İletişim Formu

YASAL UYARI

Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.