Yargıtay'a Göre Düğünde Takılan Takılar Kime Aittir?

Yargıtay'a Göre Düğünde Takılan Takılar Kime Aittir?
10 Eylül 2024

YARGITAY’A GÖRE DÜĞÜNDE TAKILAN TAKILAR KİME AİTTİR? (YARGITAY GÖRÜŞ MÜ DEĞİŞTİRDİ?)

Yargıtay, düğündeki takıların kadına ait olduğu içtihadını değiştirerek takıların, kime takıldıysa ona ait olacağına karar verdi.

 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi,  04.04.2024 tarihli ve 2023/5704 E., 2024/2402 K. sayılı karar ile düğünde takılan takıların kime ait olacağı yönündeki yerleşik içtihadını değiştirdi. Yargıtay’ın eski yerleşik içtihadı “aksine bir anlaşma ya da örf âdet kuralı olmadığı takdirde, düğünde kim tarafından hangi eşe ne verilirse verilsin, ne takılırsa takılsın (ziynet eşyası, altın, döviz, TL vs.) bunların hepsi kadına ait sayılır” şeklindeydi.

 

Ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi,  04.04.2024 tarihli ve 2023/5704 E., 2024/2402 K. sayılı kararı ile düğünde takılan takıların kime takıldıysa ona ait olacağı yönünde içtihat değişikliğine gitti. İlgili kararın gerekçesinde şu ifadelere yer verildi;

 

“...Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır (Yılmaz, E., Hukuk Sözlüğü, Ankara 2011, s. 1529). Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir (Sağıroğlu, M.Ş., Ziynet Davaları, İstanbul 2013, s.3).

Bu noktada “kişisel mal” kavramının yasal olarak nasıl düzenlendiği üzerinde durulmalıdır: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 220 nci maddesinde;

“Aşağıda sayılanlar, kanun gereğince kişisel maldır:

Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevî tazminat alacakları, Kişisel mallar yerine geçen değerler.” kişisel mal olarak sayılmıştır. Bu noktada belirtilmelidir ki, eşlere ilişkin her türlü giyim eşyası, mücevher, saat, takılar, spor araç ve gereçleri, cep telefonları, gözlük, makyaj malzemesi gibi sadece kişisel kullanıma yönelik kural olarak taşınırlardan oluşan, istisnai olarak taşınmaz mallar 4721 sayılı Kanunun 220 inci maddesinin birinci fıkrasına göre o eşin kişisel malıdır (Dural, M., Öğüz T., Gümüş M.A., Türk Özel Hukuku, C.III, Aile Hukuku, s.218).

Dairemizin önceki içtihatları, “aksine bir anlaşma ya da örf âdet kuralı olmadığı takdirde, düğünde kim tarafından hangi eşe ne verilirse verilsin, ne takılırsa takılsın (ziynet eşyası, altın, döviz, TL vs.) bunların hepsi kadına ait sayılır” yönündeydi. Ancak toplumumuzun gelenek ve göreneklerinin zamanla değişikliğe uğraması, ekonomik ve hukuksal ilişkilerin dinamik yapısı ve özellikle; düğünlerde kadına özgü ziynet eşyalarının dışında, ortak bir yaşam kurma aşamasında olan eşlere maddî katkı sağlamak amacıyla, ekonomik değeri olan başka şeylerin de takılması/verilmesi, dikkate alınarak, düğünde eşlere takılan/verilen ve ekonomik değeri olan eşyalarla ilgili davalarda, Dairemizin içtihatlarında değişikliğe gidilmesi zorunluluğu doğmuştur. Bu konuda Dairemizin ilkesel nitelikteki yeni görüşüne göre; “Taraflar arasında ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda anlaşma mevcut ise paylaşım bu anlaşmaya göre gerçekleştirilir. Ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda taraflar arasında anlaşma bulunmadığı takdirde yerel örf ve adetin varlığı iddia ve ispat edilirse bu kurala göre paylaşım gerçekleştirilir. Aksi takdirde erkeğe ve kadına takılan/verilen ve ekonomik değer taşıyan her şey kural olarak kendilerine aittir. Ne var ki takılar içinde karşı cinse özgü (kadına ya da erkeğe özgü) bir şey varsa o cinse verilmiş sayılır. Özgü olma konusunda çekişme varsa ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmalıdır. Bilirkişi incelemesi sonucunda o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse o şey takılan/verilen eşe ait olur. Takı sandığı/torbasına konulan ekonomik değer taşıyan şeyin aidiyeti konusunda; konulan şey kadına ya da erkeğe özgü bir şey ise o cinse verilmiş sayılır, o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse ortak kabul edilmelidir” yönündedir. Uyuşmazlık, tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak bu ilkeler doğrultusunda çözülmelidir.

Hemen belirtilmelidir ki, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. (6100 sayılı Kanun m.190) Diğer taraftan 4721 sayılı Kanunun 222 inci maddesinin birinci fıkrasında da yine aynı Kanunun 6 ncı maddesi ile paralellik gösteren “Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür” şeklindeki düzenleme ile de ispat yükünün kime ait olduğu hususu gösterilmiştir. Ziynet alacağı davalarında da olağan olan kadına özgü ziynet eşyalarının kadın eşin himayesinde bulunmasıdır. Bunun aksini iddia eden kadın eş iddiasını ispatla mükelleftir. Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır.

Diğer yandan, “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” (6100 sayılı Kanun m. 26/1)…”

 

         Yargıtay’ın düğünde takılan takıların kime ait olacağı yönündeki yeni içtihadı, “Taraflar arasında ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda anlaşma mevcut ise paylaşım bu anlaşmaya göre gerçekleştirilir. Ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda taraflar arasında anlaşma bulunmadığı takdirde yerel örf ve adetin varlığı iddia ve ispat edilirse bu kurala göre paylaşım gerçekleştirilir. Aksi takdirde erkeğe ve kadına takılan/verilen ve ekonomik değer taşıyan her şey kural olarak kendilerine aittir. Ne var ki takılar içinde karşı cinse özgü (kadına ya da erkeğe özgü) bir şey varsa o cinse verilmiş sayılır…’’ şeklindedir.

 

 

İçeriklerimiz

Hukuk 101 | Anlamadan Tartışamayız, Bilmeden Savunamayız !! - hukuk-101-anlamadan-tartisamayiz-bilmeden-savunamayiz

Hukuk 101 | Anlamadan Tartışamayız, Bilmeden Savunamayız !!

Hukuk 101 serisinde, hukuku gündelik yaşamın merkezine taşıyor; anlamadan tartışmamayı, bilmeden savunmamayı öğreniyoruz.

Etimoloji Serisi | Hukukun Dilini ve Kavramların Köklerini Keşfediyoruz!! - etimoloji-serisi-hukukun-dilini-ve-kavramlarin-koeklerini-kesfediyoruz

Etimoloji Serisi | Hukukun Dilini ve Kavramların Köklerini Keşfediyoruz!!

Etimoloji Serisi’nde hukuk dilinin kökenini keşfedin; yeni videolar ve içerikler için takipte kalın!

Hukuk Konuşuyoruz: Yeni Serimiz Hukuk Plus Yayında! - hukuk-konusuyoruz-yeni-serimiz-hukuk-plus-yayinda

Hukuk Konuşuyoruz: Yeni Serimiz Hukuk Plus Yayında!

Hukuk Plus’ta hukuku konuşuyoruz; yeni bölümler, analizler ve güncel içerikler için takipte kalın!

İhtirazi Kayıtsız İbraname, Kasko Sigortacısına Karşı Ek Tazminat Talebini Engeller - ihtirazi-kayitsiz-ibraname-kasko-tazminat

İhtirazi Kayıtsız İbraname, Kasko Sigortacısına Karşı Ek Tazminat Talebini Engeller

İzmir BAM’a göre, ihtirazi kayıt olmadan imzalanan ibraname kesin ibra niteliğinde olup sigortalı sonradan ek tazminat isteyemez.

U Dönüşü Yasağını Bilerek İhlal Eden Sürücü Bilinçli Taksirle Sorumlu Tutuldu !! - u-doenuesue-yasagini-bilerek-ihlal-eden-sueruecue-bilincli-taksirle

U Dönüşü Yasağını Bilerek İhlal Eden Sürücü Bilinçli Taksirle Sorumlu Tutuldu !!

Yargıtay, U dönüşü yasağını bilerek ihlal eden sürücünün tehlikeyi öngörmesine rağmen hareket ettiğini belirterek bilinçli taksir hükümlerini uyguladı.

Yapay Zekâ Sistemlerine İlişkin Kanun Teklifi TBMM Komisyonlarında Görüşülüyor - yapay-zeka-sistemlerine-iliskin-kanun-teklifi-tbmm-komisyonlarinda-goeruesuelueyor

Yapay Zekâ Sistemlerine İlişkin Kanun Teklifi TBMM Komisyonlarında Görüşülüyor

Yapay zekâ sistemlerine ilişkin kanun teklifi TBMM’ye sunuldu. Teklif, dijital güvenlik, etik kullanım ve hukuki sorumluluk düzenlemeleri hedefliyor.

Halefiyet İlkesi Kapsamında Sigortacının Yabancı Para Üzerinden Rücu Sınırı - halefiyet-ilkesi-yabanci-para-ruecu-siniri

Halefiyet İlkesi Kapsamında Sigortacının Yabancı Para Üzerinden Rücu Sınırı

Sigortacı, halefiyet ilkesi gereği sigortalısının Türk Lirası işlemleriyle sınırlıdır; yabancı para üzerinden rücu talebinde bulunamaz.

Trafik Kazasında Vefat Eden Öğrencinin Gelirinin Belirlenmesi - trafik-kazasinda-vefat-eden-oegrencinin-gelirinin-belirlenmesi

Trafik Kazasında Vefat Eden Öğrencinin Gelirinin Belirlenmesi

Trafik kazasında vefat eden öğrencinin gelir tespiti, Ankara BAM 35. Hukuk Dairesi 2025/1279 kararına göre meslek odası araştırmasıyla yapılmalıdır.

2025-2026 AAÜT Resmî Gazete’de Yayımlandı! - 2025-2026-aa-ue-t-resmi-gazete-de-yayimlandi

2025-2026 AAÜT Resmî Gazete’de Yayımlandı!

2025-2026 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Resmî Gazete’de yayımlandı. Yeni AAÜT ile dava ve icra ücretleri güncellendi, yüzdelik dilimler değişti.

Adres
BALGAT MAH. DOKTOR SADIK AHMET CADDESİ KREŞ APT. NO:49/1 ÇANKAYA ANKARA

İletişim Formu

YASAL UYARI

Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.