Uzun Süreli Araç Kiralamada Trafik Kazası ve İşleten Sıfatının Belirlenmesi

Uzun Süreli Araç Kiralamada Trafik Kazası ve İşleten Sıfatının Belirlenmesi
Ankara BAM 35. Hukuk Dairesi’nin 2025/557 E. ve 2025/881 K. sayılı kararında; uzun süreli araç kiralamalarında kazaya karışan aracın malikinin mi yoksa kiracının mı “işleten” sıfatını taşıdığı ve davada husumetin kime yöneltileceği tartışılmıştır. Mahkeme, kira sözleşmesinin üçüncü kişileri bağlayacak güçte olup olmadığı, aracın fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanmasının kimde bulunduğu, kira ödemelerinin ve ticari kayıtların incelenmesi gibi hususların araştırılması gerektiğini vurgulamıştır. Bu belirleme, tazminat sorumluluğunun doğru kişiye yöneltilmesi açısından kritik öneme sahiptir.
İÇTİHAT METNİ
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2025/557 - 2025/881
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2025/557
KARAR NO : 2025/881
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2024
NUMARASI : 2023/246 Esas - 2024/936 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/06/2025
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/06/2025
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı ... Petrolcülük Taş. İnş. Gıda Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 03/01/2016 tarihinde davalı ... Sigorta A.Ş'ye Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı, davalı ... Petrolcülük Ltd. Şti. adına kayıtlı, diğer davalı ...'in yönetimindeki çekici araç ile davacıların murisi ...'nin yönetimindeki aracın karışmış oldukları trafik kazasında ...'nin hayatını kaybettiğini, olayın meydana gelmesinde davalı sürücü ...'in tam kusurlu olduğunu, muris ...'nin babası ... adına kayıtlı Rent A Car işletmesi bulunduğunu, ölümü ile davacıların onun desteğinden mahrum kaldıklarını, cenaze ve defin gideri yapmak zorunda kaldıklarını, bu suretle davacıların maddi ve manevi zarara uğradıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacıların her biri için 1.000'er TL destekten yoksun kalma, 500 TL cenaze defin gideri olmak üzere toplam 5.500 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, davacı eş ... için 100.000 TL, çocuklar ... ve ... için 60.000'er TL, anne ve baba olan ... ve ... için 70.000er TL, kardeşlerr ... ve ... için 20.000'er TL manevi tazminatın Sigorta Şirketi dışındaki davalılardan Sigorta Şirketi yönünden temerrüt, diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 14/08/2020 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; maddi tazminat talebini davacı eş ... için 162.759,12 TL, davacı çocuk ... için 38.803,57 TL, davacı çocuk ... için 19.369,91 TL, davacı anne ... için 47.609,22 TL, davacı baba ... için 32.816,32 TL olmak üzere toplam 301.358,14 TL'nin davalı gerçek kişiler yönünden olay tarihinden itibaren, davalı Sigorta Şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; ... plaka sayılı aracın davalı Şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının poliçe teminat limiti ve gerçek zararla sınırlı olduğunu, davadan önce davalı Şirkete başvuru yapılmadığını, olayın kusur yönünün araştırılması için Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınması, davacıların maddi zararlarının tespiti için aktüer sicilinde kayıtlı bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, davacıların olaydan dolayı Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan herhangi bir ödeme alıp almadıklarının tespitinin gerektiğini, talep edilen faiz türünün hatalı olduğunu, talebin haksız fiilden mütevellit tazminat istemi olduğunu, bu nedenle davacı tarafın ticari faiz talebinin hatalı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; olayın meydana gelmesinde davalının kusursuz olduğunu, dava dilekçesindeki kusura yönelik iddia ile murisin gelirine yönelik iddianın gerçeği yansıtmadığını, davacıların maddi taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin çok yüksek ve fahiş olduğunu, manevi tazminat taleplerinin de yerinde olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davalı tarafından dava konusu olaya karışan aracı Mersin 1. Noterliği'nin 10.07.2015 tarihli "araç kiralama sözleşmesi" ile dava dışı ... Ltd. Şti'ye kiraladıklarını, bu nedenle davalı aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, olayın meydana gelmesinde davalı Şirkete ait araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, davacıların manevi tazminat talepleri miktarlarının fahiş olup, sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verecek miktarda olduğunu, talep edilen faiz miktarının hatalı olduğunu, davacıların ancak yasal faiz talep edebileceklerini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, kaldırma kararı sonrasında yürütülen yargılama sürecinde, davaya konu poliçe incelendiğinde, ... plakalı çekici vasfındaki aracın 06/07/2015 ile 06/07/2016 tarihleri arasında Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigorta poliçesi ile sigortalandığı, kişi başına sakatlanma ve ölüm teminat bedelinin 225.000 TL olduğu, bununla birlikte 03/01/2016 kaza tarihi itibariyle çekici vasfındaki aracın poliçe limitinin 310.000 TL olduğu, 20/05/2016 tarihli İbraname, Feragatname ve Makbuz başlıklı, davacılar ..., ..., ..., ..., ... vekili ile davalı Sigorta Şirketinin imzaladığı belge ile işbu davaya atıf yapılarak; " ... 225.850,00TL'nin ... tahsili ile anılan kaza sebebiyle, mezkur poliçeden, olaydan ve Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/283 E. sayılı dosyasından dolayı ... Sigorta A.Ş.'den başkaca hiçbir hak ve alacağımız Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/283 E. sayılı dosyasından açtığımız ve açacağımız tüm davalardan, icra takiplerinden, keşide ettiğimiz ve edeceğimiz ihtarnamelerden, fazlaya dair haklarımızı da kapsar şekilde, davalı ... Sigorta A.Ş.'yi, sigortalısı ve sigortalı araç sürücüsünü tamamen, gayrı kabili rücu olmak üzere mutlak ve kesin şekilde ibra eder, ... işbu ibranamede zikredilen ödemenin yapılmasına müteakip 5 iş günü içinde; ilgili mahkeme dosyasına ödemeden dolayı davanın konusuz kaldığına ilişkin talepte bulunulacağı..." şeklinde taahhüt verilmekle davalı sigortacı, sigortalı ve sürücüyü asıl alacak, vekalet alacağı ve faiz olmak üzere toplam 225.850,00TL karşılığında ibra-feragat ettikleri, Mersin 19. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2016/92-535 EK sayılı kesinleşen dava dosyasında alınan karara dayanak kusur oranını belirleyici rapor ile kaldırma kararı öncesi Mahkemece alınan ve hükme esas yapılan 04/07/2017 tarihli kusur oranının belirlendiği rapor arasında çelişki olmakla Mahkemece Adli Tıp Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu'ndan 15/04/2024 tarihinde alınan raporda, sürücü ...’in %85, sürücü ...’nin %15 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Mahkemesi'nin 2022/765 Esas - 2023/403 Karar sayılı ilamı doğrultusunda davalı Sigorta Şirketi tarafından davalılara 27/05/2016 tarihinde yapılan 225.850,00 TL tutarındaki ödemenin, bu tarihteki verilen dikkate alınarak ve davacıların hak kazanacağı tazminat 15/04/2024 tarihli Adli Tıp Kurumu kusur raporundaki kusur durumu gereğince hesaplanarak rapor edilmesi için mahkemece daha önce rapor tanzim eden aktüer bilirkişiden aldırılan 21/10/2024 tarihli ek rapor ile, 15/04/2024 tarihli Adli Tıp Kurumu raporundaki kusur durumu dikkate alınarak ve davalı Sigorta Şirketi tarafından davalılara 27/05/2016 tarihinde yapılan 225.850 TL ödemenin, maddi tazminata yönelik kısmının 195.950 TL olduğu, bu ödemenin hangi davacıya ne kadar ödendiği yönünde bir bilgi bulunmadığından taraflara hak ettiği tazminat miktarı yönünden yapılan hesaplamada, davacı ... için hak edilen tazminat tutarı 150.713,43 TL iken 100.316,32 TL ödendiği, ... için hak edilen tazminat tutarı 32.224,95TL iken 21.449,24 TL ödendiği, ... için hak edilen tazminat tutarı 16.969,64TL iken 11.295,16 TL ödendiği, ... için hak edilen tazminat tutarı 61.644,85TL iken 41.031,41TL ödendiği, ... için hak edilen tazminat tutarı 32.838,87 TL iken 21.857,87 TL ödendiği, davacıların gerçek zararının ödeme tarihi itibariyle 294.391,75 TL olmasına rağmen davalı sigorta şirketi tarafından 195.950 TL ödendiği, gerçek zararın davalı Sigorta Şirketi tarafından yapılan ödemenin üzerinde olduğu, buna göre davalı Sigorta Şirketi tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğu, bu sefer güncel veriler dikkate alınarak davacıların hak kazanacağı tazminat için hesaplama yapıldığında 2024 güncel asgari ücret verilerine göre yapılan hesaplama ile Sigorta Şirketinin güncellenmiş ödemesinin davacıların zarar hesaplarından indirilmesi sonucunda bakiye tazminat tutarlarının, davacı eş ...'nin bakiye tazminat tutarının 1.441.160,83 TL, davacı çocuk ...'nin bakiye tazminat tutarının 235.697,92 TL, davacı çocuk ...'nin bakiye tazminat tutarının 68.704,08 TL, davacı anne ...'nin bakiye tazminat tutarının 472.219,06 TL ve davacı baba ...'nin bakiye tazminat tutarının 242.418,25 TL olduğunun hesaplandığı, Sigorta Şirketlinin sorumluluğunun başlayabilmesi ve temerrüde düşebilmesi için zorunlu olan başvuru şartının dava tarihinden önce gerçekleştirildiği dikkate alınarak, kazanın oluşumunda %15 oranında kusurlu olan müteveffanın desteğinden yoksun kalan davacıların 14/08/2020 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, maddi tazminat talebini davacı eş ... için 162.759,12 TL, davacı çocuk ... için 38.803,57 TL, davacı çocuk ... için 19.369,91 TL, davacı anne ... için 47.609,22 TL, davacı baba ... için 32.816,32 TL olmak üzere talep edilmesi karşısında, taleple bağlı kalınarak, sigorta şirketi ödemeleri mahsup edildiğinde, hükme esas alınabilir nitelikteki 21/10/2024 tarihli aktüer bilirkişi ek raporu ile hesaplanan tutarlar dikkate alınmak suretiyle davacıların destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat davasının kabulü ile; ... için 162.759,12 TL, ... için 38.803,57 TL, ... için 19.369,91 TL, ... için 47.609,22 TL, ... için 32.816,32 TL maddi tazminatın davalılar ... ve ... Petrolcülük Taş. İnş. Gıda. Teks. San. Tic. Ltd. Şti. yönünden 03/01/2016 tarihinden itibaren, davalı Sigorta Şirketinden (03/01/2016 kaza tarihi itibariyle çekici vasfındaki aracın poliçe limitinin 310.000 TL olduğu anlaşılmakla) 08/02/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak (davalı Sigorta Şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) davacılara verilmesine, ibraname kapsamında cenaze ve defin giderleri yönünden ödemede bulunulduğu değerlendirilmekle davacıların cenaze ve defin giderinin tazmini talebinin konusu kalmadığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, manevi tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesiyle;
"1-Davacıların destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat davasının KABULÜ ile;
... için 162.759,12 TL,
... için 38.803,57 TL,
... için 19.369,91 TL,
... için 47.609,22 TL,
... için 32.816,32 TL,
Maddi tazminatın davalılar ... ve ... Petrolcülük Taş. İnş. Gıda. Teks. San. Tic. Ltd. Şti yönünden 03/01/2016 tarihinden itibaren, davalı Sigorta Şirketinden 08/02/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak (davalı Sigorta Şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) davacılara verilmesine,
2-Davacıların cenaze ve defin giderinin tazmini talebinin konusu kalmadığından, bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacıların manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
-Davacı ... için 80.000,00 TL,
-Davacı ... için 50.000,00 TL
-Davacı ... için 50.000,00 TL
-Davacı ... için 20.000,00 TL
-Davacı ... için 20.000,00 TL
-Davacı ... için 5.000,00 TL
-Davacı ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 230.000 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ... Petrolcülük Taş. İnş. Gıda. Teks. San. Tic. Ltd. Şti.’den 03.01.2016 tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsili davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu kazada müteveffanın hiçbir kusuru bulunmadığını, Mersin 19. Asliye Ceza Mahkemesi 2016/92 E. - 2016/535 K. sayılı kesinleşmiş kararı ile, davaya konu yaşanan kazada asli kusurlu kişinin davalı ... olduğuna hükmetmiş ve davalının mahkumiyetine karar verdiğini, işbu ceza mahkemesi kararı kesinleşmiş olup, anılan yargılama sonucunda davalının yaşanan olayda asli ve tek kusurlu olduğunu, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu, davayı ıslah taleplerinin reddedildiğini, mahkeme tarafından Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararı doğrultusunda dosyaya kazandırılan 21/10/2024 tarihli ek rapor da, 2024 yılı Güncel Asgari Ücret Verilerine göre yapılan hesaplama ile Sigorta Şirketinin güncellenmiş ödemesinin davacıların zarar hesaplarından indirilmesi sonucunda bakiye maddi tazminat tazminat tutarlarının; davacı eş ...’nin bakiye tazminat tutarının 1.441.160,83 TL, davacı çocuk ...’nin bakiye tazminat tutarının 235.697,92 TL, davacı çocuk ...’nin bakiye tazminat tutarının 68.704,08 TL, davacı anne ...’nin bakiye tazminat tutarının 472.219,06 TL, davacı baba ...’nin bakiye tazminat tutarının 242.418,25 TL olduğunun belirlendiğini, mahkemeye sunulan 25/12/2024 günlü dilekçe ve 26/12/2024 günlü celsede maddi tazminat miktarları yönünden davayı ıslah için süre talep edilmiş ise de, bu taleplerinin mahkeme tarafından, davanın kısmi dava olarak açıldığı ve maddi tazminat davasının 14/08/2020 tarihinde ıslah edilmiş olması nedeniyle reddedildiğini, açılmış olan dava, belirsiz bir alacak davası olup, 14/08/2020 tarihli ıslah talebi bedel artırımı niteliğinde olup, mevcut olan davayı ıslah hakkının kullandırılmamasının isabetsiz olduğunu, manevi tazminat yönüyle reddedilenden fazla karşı vekalet ücretine hükmolunduğunu, Yerel Mahkeme gerekçeli kararının 3. maddesinde, "Davalılar ... ve ... Petrolcülük Taş. İnş. Gıda. Teks. San. Tic. Ltd. Şti kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10. maddesi uyarınca takdir olunan; davacı ... yönünden 30.000,00 TL, davacı ... yönünden 30.000,00 TL, davacı ... yönünden 30.000,00 TL, davacı ... yönünden 20.000,00 TL, davacı ... yönünden 20.000,00 TL, davacı ... yönünden 5.000,00 TL, davacı ... yönünden 5.000,00 TL vekalet ücretinin ilgili davacılardan tahsili ile ... ve ... Petrolcülük Taş. İnş. Gıda. Teks. San. Tic. Ltd. Şti'ye verilmesine," karar verdiğini, ancak hükmedilen ücretin talebin kabul veya reddedilen miktarını geçemeyeceğini, dava dilekçesinde müvekkil ... için 100.000 TL, ... için 60.000 TL ve ... için 60.000 TL manevi tazminat talebinde bulunulduğunu ve mahkemece talep kısmen kabul edilerek müvekkil ... için 80.000 TL kabul, 20.000 TL ret; ... için 50.000 TL kabul, 10.000 TL ret ve ... için 50.000 TL kabul, 10.000 TL ret kararı verildiğini, manevi tazminat yönüyle karşı vekalet ücreti hesaplanması sırasında, adı geçen müvekkiller yönüyle reddedilen manevi tazminat miktarlarının geçilmemesi gerektiğine dair Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret” başlıklı 13/2. maddesinin gözetilmediğini, böylece mahkemece sonuç olarak (müvekkil ... yönüyle 10.000 TL, ... yönüyle 20.000 TL ve ... yönüyle 20.000 TL olmak üzere) manevi tazminat yönüyle toplamda 50.000 TL fazla karşı vekalet ücretine hükmolunduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı ... Petrolcülük Taş. İnş. Gıda Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde; manevi tazminat tutarlarının fahiş olduğunu, kusur oranını kabul etmediklerini, husumet itirazının mahkemece değerlendirmeye alınmadığını, kazaya konu araç olan ... plaka sayılı aracın, sunmuş oldukları Mersin 1. Noterliği’nin 10.07.2015 tarihli, 10760 yevmiye nolu “Araç Kiralama Sözleşmesi” ile dava dışı ... Akaryakıt Nak. Gıda Otom. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’ye kiralandığını, sözleşme süresi 03.07.2015 tarihinde başlamış olduğundan, kazanın olduğu tarih olan 03.01.2016 tarihi itibariyle müvekkili şirketin işleten sıfatı bulunmadığını, diğer davalı araç sürücüsünün de, müvekkili Şirket tarafından aracın kiralandığı dava dışı ... Akaryakıt Nak. Gıda Otom. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti’nde SSK’lı olarak çalıştığını, İstinaf Mahkemesi bozma ilamı ile 'KTK'nın 111. maddesinde ibra ile ilgili düzenlemeye yer verilmiş olup, tazminat miktarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren iki yıl içinde iptal edilebileceği belirtilmiştir' gerekçesi ile mahkeme ilamını bozduğunu ve farkın tespit edilmesi gerektiğini, İstinaf Mahkemesi her ne kadar bu gerekçe ile yerel mahkeme ilamını bozmuş ise de davacılar görülmekte olan dava süresince ibraname belgesini kabul etmediklerini, fahiş ve yetersiz olduğunu ileri sürmemiş, bu hususta herhangi bir iddia veya beyanda bulunmadığını, yerel mahkeme 'Sigorta Şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere' şeklinde ibare eklenmekle yetinildiğini, bu durumun infazda tereddüt yarattığını, yerel mahkeme tarafından Sigorta Şirketi aleyhine hükmedilen tutarın açıkça gösterilmesi gerekirken, azami sorumluluk tutarı belirtilmeyerek hatalı hüküm kurulmasına neden olunduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf eden davacılar vekili ve davalı ... Petrolcülük Taş. İnş. Gıda Teks. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; dava, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Kusura ilişkin olarak, 03.01.2016 günü saat 17:50 sıralarında davalı sürücü ... idaresindeki ... plakalı çekici ile GMK Bulvarı üzerinde seyirle ışık kontrollü Kazanlı Kavşağı'nda kırmızı ışıkta sola manevra yaptığı sırada aracının ön-sağ kısımlarıyla, karşı yönden seyirle kavşağa yeşil ışıkta giren sürücü ... idaresindeki ... plakalı otomobilin ön-sol kısımlarıyla çarpışması sonucu sürücü ...'nin ölümüne konu olay meydana geldiği, raporlar arasındaki çelişkinin Adli Tıp Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu tarafından giderilerek sürücü ...’in %85 (yüzdeseksenbeş) oranında kusurlu olduğunun, sürücü ...’nin %15 (yüzdeonbeş) kusurlu olduğunun belirtildiği, kesinleşen ceza dosyasında da ...’in asli, müteveffanın tali kusurlu kabul edildiği anlaşılmakla raporda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sigorta Şirketi tarafından meydana gelen kaza nedeniyle bir miktar ödeme yapmış, zarar miktarı teminat limitini aşıyor ve bakiye limit çerçevesinde tazminata karar verilmesi gerekiyor ise infazda tereddüt oluşturmaması için, Sigorta Şirketinin sorumlu olduğu tazminat miktarı kararda gösterilmelidir. Mahkemece Sigorta Şirketinin poliçe limitiyle sorumlu olduğu belirtilmişse de, limit miktarı (kararda sorumlu tutulan tutar) açıkça belirtilmemiş olup, bu husus infazda tereddüt oluşturacağından kararın bu nedenle kaldırılması gerekmiştir.
Kabule göre de, husumete ilişkin olarak, husumet (taraf sıfatı), bir Usul Hukuku sorunu olmayıp, davaya konu edilen subjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında karar verilemeyeceğinden dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı bir dava şartı değildir. Taraf sıfatı, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu olan bir olgudur (Kuru, B.: Medeni Usul Hukuku El Kitabı, Ankara 2020, C.I, s. 331 vd).
Eş söyleyiş ile taraf sıfatının araştırılması, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukukî koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def'i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re'sen nazara alınmasıdır.
Taraf sıfatının bulunmadığı (işleten olmadığı) yönündeki itirazın taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği, mahkemece re'sen nazara alınması gerektiği göz önüne alındığında mahkemece bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaması isabetsizdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.06.2021 tarih ve 2021/(17)4-104 Esas, 2021/818 Karar sayılı ilamı).
Mahkemece, kiralama sözleşmesi dikkate alınarak, taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediğinin, gerektiğinde davalı malik ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı ... Petrolcülük Taş. İnş. Gıda Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10. maddesinde; “Madde 10- (1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
(3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.
(4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” denilmekte olup, bu hükme aykırı olarak, reddedilen miktarı aşacak şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında davalı ... Petrolcülük Taş. İnş. Gıda Teks. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf sebeplerinin kabulüne, HMK'nın 353/1-a-4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı ... Petrolcülük Taş. İnş. Gıda Teks. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesi kararının kamu düzenine aykırı olması nedeniyle KABULÜ ile; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 26/12/2024 tarihli, 2023/246 Esas - 2024/936 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 26/06/2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
İletişim Formu
YASAL UYARI
Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.