T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2025/1200
KARAR NO: 2025/1134
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/03/2025
NUMARASI: 2024/847 Esas - 2025/215 Karar
DAVA: Tespit
KARAR TARİHİ: 27/06/2025
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı ... plaka sayılı aracın 22/05/2023 tarihinde müvekkiline ait ... plaka sayılı araca çarparak hasarlanmasına sebep olduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonda yapılan başvuruda Uyuşmazlık Hakemince verilen 05/07/2024– K-2024/324840 sayılı kararda, bilirkişi raporunda hasar miktarının 28.813,52-TL olduğunun belirtildiğini ve bu tutar üzerinden hüküm kurulduğunu, müvekkilinin, aracının kazalarını öğrenmek için Tramer sistemine mesaj gönderdiklerini, gelen mesaj içeriğine göre aracın 22.05.2023 tarihinde geçirmiş olduğu kaza nedeniyle 28.813,52-TL olan hasar bedelinin Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne 29.643,18 TL olarak işlenmiş olduğunu öğrendiklerini, sigorta şirketinin gerçekleşen kazaya ilişkin olarak Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi'ne 22.05.2023 tarihinde gerçekleşen kaza sebebiyle oluşan hasar bedelini doğru bildirmeyip Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Yönetmeliğinin 23. maddesini ihlal ederek müvekkiline ait aracın değer kaybına sebep olduğunu ve bu nedenle müvekkilinin mağdur olduğunu, davalı şirkete bu hususta başvurduklarını ancak sonuç alamadıklarını belirterek 22.05.2023 tarihinde gerçekleşmiş olan kaza sebebiyle müvekkile ait araçta oluşan ve davalı tarafça TRAMER'e hatalı olarak bildirilen hasar kaydının 28.813,52 TL olduğunun tespitine ve Karar kesinleştiğinde, kaydın düzeltilmesi amacıyla karardan bir örneğin Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi'ne (TRAMER'e) gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımına uğradığını, davaya ilişkin talep bakımından müvekkili şirketin bir sorumluluğu bulunmadığını ve dava açılmasına müvekkili şirketin sebebiyet vermediği sabit olduğundan davanın reddini talep ettiklerini, davacı tarafın hasara ilişkin taleplerinin tamamen karşılandığını bu nedenle müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğinden davanın reddi gerektiğini ayrıca müvekkilinin sorumluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zararı nispetinde olduğunu, müvekkilinin poliçe kaynaklı tüm sorumluluğunu yerine getirmiş olup hiç bir sorumluluğunun kalmadığını, davacının belirsiz/kısmi alacak davası açmasında hukuki menfaat bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Davanın usulden reddine" karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın tramer kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olduğunu, istinaf açısından uyuşmazlık konusunun HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığının olduğunu, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Yönetmeliği hükümlerine göre üye sigorta şirketleri Sigorta Hasar Takip ve Gözetim Merkezi veri tabanına araçlara ilişkin hasar kayıtlarını kaydetmek ve hatalı kayıt bildirildiğinde bu kayıtları düzeltmek zorunda olduğunu, bu yükümlülüğün sigorta şirketlerine verildiğini, Mahkemece Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Yönetmeliği'nin 23/4 maddesi gereğince davalı sigorta şirketinin düzeltme yapmak sorumluluğu bulunduğu gözden kaçırılarak davanın husumet bulunmadığından reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, sigortalı aracın hasar tutarının tramer kaydına fazla bildirildiği iddiası ile hasar kaydının tespiti ve düzeltilmesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Yönetmeliği'nin 15/1. maddesinin 1. fıkrasında "Sigorta Hasar Takip ve Gözetim Merkezi, Merkeze bağlı bir alt bilgi merkezi olup faaliyetlerini bu Yönetmelik uyarınca yürütür." Aynı maddenin 3. fıkrasında "Sigorta şirketleri, eksper görevlendirmeyecek olsalar dahi ihbar edilen tüm hasarları Merkez veri tabanına girer." Aynı maddenin 6. fıkrasında "Sigorta şirketleri veya eksperler, hasarlara ilişkin olarak Müsteşarlıkça belirlenecek kayıtları Merkez veri tabanı üzerinden tutmak veya raporlamak zorundadır." şeklinde düzenleme getirilmiştir. Aynı Yönetmeliğin 23/4. maddesine göre ise "Üye sigorta şirketleri, Merkez tarafından, hatalı olarak gönderildiği tespit edilen bilgileri gecikmeksizin düzeltmek ve düzeltme kayıtlarını en çok bir günlük gecikmeyle Merkeze iletmek zorundadır."Bu hükümlere göre, üye sigorta şirketleri Sigorta Hasar Takip ve Gözetim Merkezi veri tabanına araçlara ilişkin hasar kayıtlarını kaydetmek ve hatalı kayıt bildirildiğinde bu kayıtları düzeltmek zorundadır. Bu yükümlülük sigorta şirketlerine verilmiştir. Dosya kapsamına göre davacının maliki olduğu araçtaki hasar tutarının davalı sigorta şirketi tarafından olması gerekenden fazla bildirildiği ve bu nedenle hatalı olduğu halde kaydın düzeltilmemesi nedeniyle TRAMER'e hatalı olarak bildirilen hasar kaydının 28.813,52 TL olduğunun tespitine, kaydın düzeltilmesi amacıyla karardan bir örneğin Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi'ne gönderilmesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Davacının aracının hasar tutarının olması gerekenden fazla bildirilmesi halinde aracın satışında değerinin düşük olarak belirlenmesine yol açacaktır. Dava dilekçesinde tespit ve aynı zamanda kaydın düzeltilmesi için hükmün gönderilmesi talep edildiğinden dava sadece tespit davası mahiyetinde değildir. Kaldı ki Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Yönetmeliği'nin 23/4. maddesi gereğince davalı sigorta şirketinin düzeltme yapmak sorumluluğu bulunduğu halde bu sorumluluktan kaçınması ve başka bir yöntem ile hatalı kaydı düzeltme imkanı bulunmadığından davacının tespit isteminde hukuki yararı bulunmaktadır. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki yarar bulunmadığından reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/06/2025