Kısmi dava açan alacaklı, dava konusu yaptığı miktarın dışındaki alacak kısmı için sonradan yeni bir dava açabilir mi? Bu yeni dava, belirsiz alacak davası olarak nitelendirilebilir mi?
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 26.12.2024 tarihli ve E. 2024/4246, K. 2024/10569 sayılı kararında bu soruya açıklık getirmiştir. Karara göre, kısmi davadan sonra açılan ek davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuken bir engel bulunmamaktadır.
Bu içtihat, uygulamada önemli bir belirsizliği gidermektedir. Özellikle alacağın tamamının dava açıldığı anda belirlenemediği durumlarda, ilk aşamada kısmi dava açılması ve sonrasında alacağın kalan kısmı için belirsiz alacak davası açılması mümkündür.
Böylece alacaklı, davanın başında tüm alacağını tam olarak belirleyemese dahi hak kaybına uğramadan süreci ilerletebilecektir. Yargıtay bu yaklaşımıyla, alacaklının hukuki korunmasını güçlendirmiş ve usuli hakkaniyeti gözetmiştir.
YARGITAY KARARI:
2. Hukuk Dairesi 2024/4246 E. , 2024/10569 K.
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/488 E., 2024/733 K.
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/672 E., 2023/715 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 inci maddesinin birinci fıkrasında belirsiz alacak davası "... Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. ..." şeklinde düzenlenmiştir.
2. Alacaklının bu tür bir dava açması için, dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı ya da bu objektif olarak imkânsız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamaz. Çünkü, her davada arandığı gibi, burada da hukukî yarar aranacaktır, böyle bir durumda hukukî yararın bulunduğundan söz edilemez. Özellikle, kısmî davaya ilişkin yeni hükümler de dikkate alınıp birlikte değerlendirildiğinde, baştan tespiti mümkün olan hâllerde bu yola başvurulması kabul edilemez. Belirsiz alacak davası açılması hâlinde, alacaklı, tüm miktarı belirtmese dahi, davanın başında hukukî ilişkiyi somut olarak belirtmek ve tespit edebildiği ölçüde de asgarî miktarı göstermek durumundadır.
3. Aynı maddenin ikinci fıkrasında da, belirsiz alacak davası açılabilen durumlarda, karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, iddianın genişletilmesi yasağından etkilenmeksizin talebini artırabileceği belirtilmiştir. Kural olarak, bir davada başlangıçta belirtilen miktar veya değerin artırılması, iddianın genişletilmesi yasağına tâbidir. Bunun amacı, davacının dava açarken hakkını kötüye kullanmaması, daha özenli davranması, yargılamayı gereksiz yere uzatmamasıdır. Oysa, baştan miktar veya değeri tam tespit edilemeyen bir alacak için, davacının böyle bir ihmal ya da kusurundan söz edilemez. Bu sebeple, belirsiz alacak davası açıldıktan sonra, yargılamanın ilerleyen aşamalarında, karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu (örneğin bilirkişi ya da keşif incelemesi sonrası), baştan belirsiz olan alacak belirli hâle gelmişse, davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilmesi benimsenmiştir. Davacı, sınırlama ve yasağa tabi olmadan, sadece talepte bulunmak suretiyle yeni miktar üzerinden yargılamaya devam edilmesini isteyebilecektir. Şüphesiz, alacağın belirli hâle gelmesini müteakip ortaya çıkan yeni talep eksik belirtilmişse, bundan sonra yeni bir artırma isteği iddianın genişletilmesi yasağıyla karşılaşacaktır. Çünkü, bu hâlde belirsizlik değil, davacının kendi ihmalinden kaynaklanan bir durum söz konusudur.
4. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; öncelikle, davacının dava dilekçesinin talep sonucunun '... EK DAVAMIZIN KABULÜ ile davalı adına kayıtlı olan taşınır, taşınmaz, mevduat, bireysel emeklilik, kripto para, borsa ile TÜM VARLIKLARI üzerinde fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile belirsiz alacak davası olarak, şimdilik Denkleştirme Payı, Katkı Payı, Değer Artış Alacağı ve Katılma (artık değere katılma) Alacağı için 1.000,00 TLnin hak ediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalından alınarak müvekkilimize verilmesine, ...' şeklinde olduğu, buna göre davacının talebinin daha önce kesinleşen Denizli 2. Aile Mahkemesinin 2015/239 Esas, 2022/375 Karar sayılı dava dosyasında tasfiye talebinde bulunduğu mallara ilişkin olarak bakiye alacak miktarı yönünden ek dava, Denizli 2. Aile Mahkemesinin 2015/239 Esas, 2022/375 Karar sayılı dava dosyasında tasfiye talebinde bulunmadığı diğer mallar yönünden de belirsiz alacak davası niteliğinde açılmış yeni bir dava niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
5. Diğer yandan, Mahkemece, belirsiz alacak davası yönünden, alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda 6100 sayılı Kanun'un 107 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacıya iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilmesi için süre verilmesi, aksi takdirde davanın talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanması gerekir.
6. Son olarak, hakim tarafların talep sonucu ile bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği (HMK md. 26/1) ve kanunda açıkça belirtilmedikçe hiç kimsenin kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamayacağından (HMK md. 24/2) ek dava yönünden de dava dilekçesindeki talep miktarı dışından kalan alacak miktarına ilişkin olarak Mahkemece, davacı harç yatırmaya zorlanamaz.
7. O halde, Mahkemece, belirsiz alacak davası yönünden, alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda 6100 sayılı Kanun'un 107 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacıya iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilmesi için süre verilmesi, aksi takdirde davanın talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanması; ek dava yönünden de, dava dilekçesindeki talep ve talep miktarı gözetilerek karar verilmesi gerekirken, Mahkemece usulüne uygun olmayan şekilde ihtar verilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine,
26.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.