Yargıtay’dan Emsal Karar – Tahliye Taahhüdü, Kira Sözleşmesinden Sonraki Gün Düzenlendiyse Geçerlidir

Yargıtay’dan Emsal Karar – Tahliye Taahhüdü, Kira Sözleşmesinden Sonraki Gün Düzenlendiyse Geçerlidir
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, kiraya verenin kira sözleşmesinden bir gün sonra aldığı tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlattığı icra takibinde, taahhütnamenin geçerli olduğunu belirtti.
Somut olayda; kira sözleşmesi 15.05.2022 tarihinde, tahliye taahhütnamesi ise 16.05.2022 tarihinde imzalanmıştı. İlk derece mahkemesi, iki evrakın farklı tarihlerde düzenlendiği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu kabul etmiş ve davayı reddetmişti. Ancak Adalet Bakanlığı, davalının baskı altında imzalanmış olduğunu ileri sürdüğü taahhüde ilişkin iddialarını belge ile ispat etmediğini, bu durumda taahhüdün geçerli sayılması gerektiğini belirterek kararın kanun yararına temyizini istedi.
Yargıtay, kira ilişkisi kurulduktan sonra verilen tahliye taahhütnamesinin kural olarak geçerli olduğunu, tanzim tarihine yönelik iddiaların ise aynı ispat gücüne haiz belgelerle desteklenmediğini vurgulayarak, kararın kanun yararına bozulmasına hükmetti.
Bu kararla birlikte, tahliye taahhüdünün kira sözleşmesinden sonraki gün düzenlenmiş olması hâlinde, kiracılık ilişkisi mevcut bulunduğundan taahhüdün geçerli sayılacağı Yargıtay içtihadı ile bir kez daha vurgulanmış oldu.
YARGITAY KARARI
3. Hukuk Dairesi 2024/4052 E. , 2025/1108 K.
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/1214 E., 2023/2891 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kanun Yararına Temyiz Bürosu
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin taşınmazını 15.05.2022 tarihli kira sözleşmesi ile davalıya kiraladığını, taşınmazın tesliminden sonra davalının 16.05.2022 tarihinde, 15.05.2023 tarihinde taşınmazı tahliye edeceğine dair tahliye taahhütnamesi imzaladığını, davalının taşınmazı tahliye etmemesi üzerine 17.05.2023 tarihinde tahliye talepli icra takibi başlattıklarını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; kira sözleşmesi düzenlenirken zor ve baskı altında bu taahhütnameyi imzaladığını, eğer kira sözleşmesi düzenlendikten sonra önüme konulsaydı taahhütnameyi imzalamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla kira sözleşmesinin başlangıç tarihininin 15.05.2022, tahliye taahhütnamesinin düzenleme tarihinin ise 16.05.2022 olduğu, davacı tarafın iki evrakın ayrı günlerde imzalandığı iddiasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, davalının beyanlarının hayatın olağan akışına uygun düştüğü ve bu yönüyle itibar edilebilir olduğu, düzenlenen tahliye taahhütnamesinin kira sözleşmesi düzenlenmesi amacıyla baskı altında imzalandığı sonuç ve kanaatine varıldığından bahisle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Sebepleri
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik Adalet Bakanlığınca; Mahkemece, tahliye taahhütnamesinin baskı ile kira sözleşmesi ile aynı gün imzalatıldığına ilişkin ispat yükü üzerinde olan davalı kiracının herhangi bir ispat faaliyetine girişmediği, kural olarak kira ilişkisi kurulduktan sonra verilen tahliye taahhütnamesinin kiracının serbest iradesi ürünü olduğunun kabul edileceği, davacı kiraya verenin 16.05.2022 düzenleme, 15.05.2023 tahliye tarihli tahliye taahhütnamesine dayanarak yasal süresinde tahliye talepli icra takibi başlattığı, tahliye taahhütnamesinin verildiği tarihten itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 39. maddesi gereğince taahhütnamenin iptali için bir dava da açılmadığı, tahliye taahhütnamesinin geçerli olduğu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek, kanun yararına temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, tahliye taahhütnamesine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
TBK’nun 352/1. maddesi hükmüne göre; kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği halde boşaltmamışsa, kiraya veren kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir. Kira sözleşmesi, 15.05.2022 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli olup, davalı kiracı 16.05.2022 tarihinde düzenlenen taahhütname ile kiralananı 15.05.2023 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt etmiştir. Kural olarak kira ilişkisi kurulduktan sonra alınan taahhütnamenin kiracının serbest iradesi ürünü olduğu kabul edilmelidir. Somut olayda; tahliye taahhütnamesi 16.05.2022 tarihinde düzenlenmiş olup, düzenleme tarihi itibariyle kiracılık ilişkisi mevcuttur. Davalı, tanzim tarihinin belgeye sonradan yazıldığını ve gerçeği yansıtmadığını ileri sürmüş ise de, bu iddiasını aynı ispat gücüne haiz başka bir belge ile kanıtlamakla yükümlü olan davalı bu yönde bir delil sunmamıştır. Mahkemece belirtilen bu yönler nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, Adalet Bakanlığının bu yöne ilişkin kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 363/1 hükmüne dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Kararın bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
İletişim Formu
YASAL UYARI
Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.









