Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.
Kamu İhalelerinde İtiraz Ücreti İadesine Anayasa Mahkemesi Engeli
Kamu İhalelerinde İtiraz Ücreti İadesine Anayasa Mahkemesi Engeli
4734 sayılı Kamu İhale Kanununun “Kamu İhale Kurumu” başlıklı 53. maddesinin “Kurumun Gelirleri” bölümünde yer alan “J” fıkrasına eklenen ek paragrafta, başvuru sahibinin iddialarının tamamında haklı bulunması durumunda itirazen şikâyet başvuru bedelinin iadesine dair hüküm yer almaktaydı. Söz konusu düzenlemede; Kurul kararıyla başvuru sahibinin haklı bulunduğu iddialar kapsamında, şikâyet başvuru bedelinin iadesine karar verileceği, başvurunun bildirimini takiben 30 gün içerisinde Kuruma yazılı talep ile bedelin talep edilmesi halinde, talep tarihini izleyen 30 gün içerisinde iadenin gerçekleştirileceği ve son ödeme tarihine kadar geçen süre için faiz işleyeceği belirtilmekteydi. Diğer durumlarda ise bedelin iade edilmeyeceği öngörülmüştü.
Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin oy birliğiyle verdiği karara göre; düzenlemenin ilk ve son cümleleri iptal edilmiştir. Ayrıca, ek paragrafta yer alan ikinci cümlenin de uygulama imkânı kalmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Mahkemenin gerekçesinde, “başvuru sahibinin şikâyet başvurusunda haklı çıktığı iddiaların dikkate alınmaksızın, iddialarının tamamında haklı çıkması durumunda başvuru bedelinin iade edilmesini öngören kuralların kişilere aşırı bir külfet yüklediği” ifadesi yer almakta; bunun, kamu yararı ile mülkiyet hakkı arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi kişi aleyhine bozarak orantısız bir sınırlamaya neden olduğuna hükmedilmiştir. Sonuç olarak, ilgili düzenlemenin Anayasa’nın 13. ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptali kararlaştırılmıştır.
Kararın, Resmi Gazete’de yayımlanmasından yaklaşık dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Bu durum, kamu ihale süreçlerinde uygulanan usul ve esasların Anayasa’ya uygunluğunun yeniden değerlendirilmesinin bir göstergesi olarak dikkat çekmektedir. İlgili karar, kamu yararı ile bireylerin mülkiyet hakkı arasında kurulan dengenin yeniden gözden geçirilmesi açısından önemli bir içtihat olarak yorumlanabilir.
İtirazen Şikâyet Başvurusundaki Başvuru Bedelinin İade Edilmesini İddiaların Tamamında Haklı Çıkılması Şartına Bağlayan Kurallara İlişkin İtiraz Başvurusu Hakkında Karar
Anayasa Mahkemesi 25/12/2024 tarihinde E.2024/85 numaralı dosyada, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 53. maddesinin (j) fıkrasına 7421 sayılı Kanun’un 11. maddesiyle eklenen dördüncü paragrafın birinci ve üçüncü cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olduklarına ve iptallerine, iptal hükmünün kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir.
İtiraz Konusu Kurallar
İtiraz konusu kurallarda, Kamu İhale Kurumuna (Kurum) itirazen şikâyet başvurusunda bulunan kişinin iddialarının tamamında haklı çıkması durumda yatırdığı başvuru bedelinin iade edilmesi öngörülmüştür.
Başvuru Gerekçesi
Başvuru kararında özetle; Kuruma yapılan itirazen şikâyet başvurularında birden fazla iddianın söz konusu olduğu durumlarda kişilerin bazı iddialarında haklı bazılarında da haksız çıkmasının doğal olduğu, başvuru bedelinin bazı iddiaların haksız olduğu gerekçesiyle iade edilmemesinin mülkiyet hakkıyla bağdaşmadığı, başvurusunda kısmen haklı çıkan kişi ile tamamen haksız çıkan kişinin aynı şekilde değerlendirildiği belirtilerek kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Kişinin ihale sürecine yönelik olarak ileri sürdüğü iddiaların yersiz olup olmadığı bu iddiaları inceleyen makamın değerlendirmesi sonucu netlik kazanabilecek bir husustur. Ayrıca öne sürülen ve yersiz olduğu kabul edilen tüm iddiaların kötü niyetli bir şekilde ileri sürüldüğünün söylenmesi mümkün değildir. Bir başka ifadeyle kişinin doğruluğuna inandığı bir iddiayı inceleyen makamın bu iddiayı yersiz kabul ederek reddetmesi olağandır.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 54. maddesinde itirazen şikâyet başvurusu, dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu idari başvuru yolu olarak öngörülmüştür. Dolayısıyla başvuru sahibinin bu yolu tüketmeden dava açması mümkün değildir. Zorunlu başvuru yolunda ileri sürülen iddialarının bir kısmında haklı çıkan başvuru sahibine itiraz konusu kurallar uyarınca başvuru bedelinden herhangi bir iade yapılmayacaktır. Bununla birlikte başvuru sahibinin iddialarının en azından bir kısmının Kurum tarafından haklı bulunmasının, ihaleyi yapan idarenin ihale sürecindeki bazı işlemlerinin hukuka aykırı olduğunun kabulü anlamına geleceği de açıktır. Bu durumda kurallar gereği idarenin hukuka aykırı işleminin sonuçlarından dolayı kişilere külfet yüklemesi ise kaçınılmaz olacaktır. Kişinin Kuruma yatırdığı bedeli ihaleyi yapan idareye karşı açacağı ayrı bir dava ile idareden isteyebileceği söylenebilse dahi ayrı bir davaya zorlanıyor olması yeni bir külfet olarak nitelendirilebilecektir.
Bu itibarla başvuru sahibinin şikâyet başvurusunda haklı çıktığı iddiaları dikkate alınmaksızın iddialarının tamamında haklı çıkması durumunda başvuru bedelinin iade edilmesini öngören kuralların kişilere aşırı bir külfet yüklediği, kamu yararı ile mülkiyet hakkı arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi kişi aleyhine bozarak orantısız bir sınırlamaya neden olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralların Anayasa’ya aykırı olduklarına ve iptallerine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi, eş durumu atamalarında aile birliği ile kamu hizmeti dengesini değerlendirerek, bireyin aile hayatına saygı hakkının korunması gerektiğini vurgulamıştır.
Anayasa Mahkemesi, 6 Mart 2025 tarihli kararıyla avukatlara yönelik disiplin hükümlerini iptal etti. Karar, 22 Mayıs 2025’te Resmî Gazete’de yayımlanarak kamuoyuna duyuruldu.
Yargıtay 12. HD, E. 2023/3312, K. 2024/303, 15.01.2024 sayılı kararda, takipte talep edilen işleyecek nafaka belirsiz olduğundan kararın miktar itibarıyla kesin olmadığı belirtilmi...
21 Mayıs 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Tebliğ ile Sigorta Tahkim Komisyonuna ilişkin parasal sınırlar güncellenmiş, itiraz ve temyiz sınırlarında değişiklik yapılmıştır.
Yargıtay 4. HD, E. 2024/11202, K. 2025/2473, 13.2.2025: Olay yerinin haklı neden olmaksızın terk edilmesi, salt maddi zararda dahi sigortacının rücu hakkını doğurur. Tüm detaylar b...
16.05.2025 tarihli Anayasa Mahkemesi kararıyla, cismani zarardan doğan birleşen davanın zamanaşımı gerekçesiyle reddi, mahkemeye erişim hakkının ihlali sayıldı. Tüm detaylar bu yaz...
19 Mayıs 1919'da yakılan kurtuluş meşalesiyle başlayan bağımsızlık mücadelesini ve Atatürk’ü saygıyla anıyor, gençliğe emanet edilen bu kutlu mirasa sahip çıkıyoruz.!!
17 Mayıs 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kararla, Antalya, Diyarbakır ve Kayseri’de üç yeni Bölge İdare Mahkemesi ile Diyarbakır’da 2. Vergi Mahkemesi kurulmasına karar ver...
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2023/5253 E., 2024/2187 K. sayılı kararında, yüklenicinin zararı gidermesine rağmen lehdarın muvafakat vermemesini dürüstlük kuralına aykırı bularak, taz...