Diş Kırığı Kemik Kırığı Sayılmaz: Ceza Artırımı Yapılamaz

Diş Kırığı Kemik Kırığı Sayılmaz: Ceza Artırımı Yapılamaz
16 Nisan 2025

Diş Kırığı Kemik Kırığı Sayılmaz: Ceza Artırımı Yapılamaz

 

Ceza hukukunda netice sebebiyle ağırlaşmış suçlarda mağdurun uğradığı fiziksel zararın niteliği büyük önem taşır. Bunlardan biri de “kemik kırığı”dır. Zira kemik kırığı, cezada artırım sebebidir.

Ancak Adli Tıp uygulamalarına göre diş kırığı, kemik kırığı kapsamında değerlendirilmez. Diş, her ne kadar sert bir yapı olsa da kemik yapısında sayılmadığından, dişin kırılması tek başına cezada artırıma neden olamaz.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 25.01.2021 tarihli, 2020/16789 E. ve 2021/1852 K. sayılı kararında bu konu net bir şekilde ortaya konmuştur. Kararda, diş kırığının “kemik kırığı” olmadığının altı çizilmiş ve yerel mahkemenin bu gerekçeyle ceza artırımı yapması hukuka aykırı bulunarak karar bozulmuştur.

Bu karar, özellikle adli raporlara dayanarak ceza artırımı yapılırken dikkatli olunması gerektiğini göstermektedir. Hâkim, tıbbi değerlendirmeyi doğru yorumlamalı ve yalnızca hukuken geçerli olan unsurları göz önünde bulundurmalıdır.

 

YARGITAY KARARI:

 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Kasten yaralama

HÜKÜMLER : Mahkumiyetler

 

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Katılan sanık ... müdafiinin 01.09.2016 havale tarihli temyiz dilekçesi içeriğinden hükmü yalnızca sanık sıfatıyla, katılan sanık ...’in 31.08.2016 havale tarihli temyiz dilekçesi içeriğinden hükümleri katılan sanık sıfatıyla temyiz ettiği belirlenerek yapılan incelemede;

1)Katılan sanık ... hakkında katılan sanık ...’i kasten yaralamadan kurulan hüküm bakımından yapılan incelemede;

Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;

a)Katılan sanık ...’in yaralanmasına ilişkin Silifke Devlet Hastanesinin 01.05.2014 ve 07.08.2014 tarihli raporlarının hükme esas alınacak ölçüde yeterli olmaması nedeniyle, katılan sanık ...’in tedavi evrakları, geçici ve kesin raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğüne sevk edilerek, özellikle söz konusu yaralanma nedeniyle meydana gelen kırığın hayat fonksiyonlarına etki derecesini gösterir şekilde, 5237 sayılı TCK'nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre rapor alınması gerektiği gözetilmeden, yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

b)Katılan sanık ...’in, katılan sanık ...’ın bıçak ve sopa ile kendine vurduğunu söylemesi ve bu ifade ile uyumlu yaralanmaları, tanık ...’in 30.04.2014 tarihli beyanında katılan sanık ...’ın elinde sopa ile geldiğini söylemesi dikkate alındığında katılan sanık ... hakkında belirlenen temel cezadan TCK’nin 86/3-e. maddesine göre artırım yapılmaması,

c)İlk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği olayda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 2002-367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza

 

Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin katılan sanık lehine 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede (1/4) oranında uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması,

Kabul ve uygulamaya göre de;

d) Adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ila ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK'nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2) oranında arttırılması öngörülmüş olması karşısında, katılan sanığın adli raporunda vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) derece olduğunun belirtilmesine rağmen, TCK'nin 3. maddesine göre orantılılık ilkesine aykırı olarak, katılan sanık ...’ın cezasında (1/4) oranında arttırım yapılması suretiyle fazla ceza verilmesi,

e) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, katılan sanık ... ile sanık ... müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

2) Katılan sanık ... hakkında katılan sanık ...’ı kasten yaralamadan kurulan hüküm bakımından yapılan incelemede;

Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine ancak;

a)Katılan sanık ...’ın yaralanmasına ilişkin Silifke Devlet Hastanesinin 30.04.2014, Ereğli Devlet Hastanesinin 05.05.2016 ve Ereğli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinin 16.06.2016 tarihli raporlarında katılan sanık ...’ta diş kırıkları da meydana geldiğinin belirtilmesi karşısında raporların hükme esas alınacak ölçüde yeterli olmaması nedeniyle, katılan sanık ...’ın tedavi evrakları, geçici ve kesin raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğüne sevk edilerek, özellikle söz konusu yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği hususunu gösterir şekilde, 5237 sayılı TCK'nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre rapor alınması gerektiği gözetilmeden, yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

b) Adli Tıp uygulamalarına göre, diş kırığının kemik kırığı olarak değerlendirilemeyeceği gözetilmeksizin, katılan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/2.,86/3-e. maddeleri uyarınca belirlenen cezadan 5237 sayılı TCK'nin 87/3. maddesi gereğince artırıma gidilmek suretiyle fazla ceza tayini,

 

c)İlk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği olayda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 2002-367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin katılan sanık lehine 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede (1/4) oranında uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması,

d)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, katılan sanık ...’in temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK'un 326/son maddesi gereğince katılan sanık ...’in kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 25.01.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

 

İçeriklerimiz

Yargıtay: Vazgeçilen Şikâyet Yeniden Gündeme Getirilemez - yargitay-vazgecilen-sikayet-yeniden-guendeme-getirilemez

Yargıtay: Vazgeçilen Şikâyet Yeniden Gündeme Getirilemez

Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin 04.02.2020 tarihli kararına göre, şikâyete tabi suçlarda şikâyetten vazgeçen kişi, daha sonra yeniden şikâyette bulunsa bile bu beyan hukuki sonuç doğurmaz ve geçersizdir. Tüm detaylar bu yazımızda !!

Evlilik Öncesi Verilen Sözlerin Tutulmaması Boşanma Davasında Kusur Sayılır mı? - evlilik-oencesi-verilen-soezlerin-tutulmamasi-bosanma-davasinda-kusur-sayilir-mi

Evlilik Öncesi Verilen Sözlerin Tutulmaması Boşanma Davasında Kusur Sayılır mı?

Yargıtay’ın 2017/2-2420 Esas, 2019/750 Karar sayılı kararı, evlenmeden önce alkol ve sigarayı bırakma sözü verip bu sözü tutmayan eşin, boşanma davasında kusurlu sayılacağını açıkça ortaya koymaktadır. Tüm detaylar bu yazımızda !!

Sigorta Sektöründe Yeni Dönem: Tam Hasarlı ve Ağır Hasarlı Araçların Tespitine İlişkin 2025/12 Sayılı Genelge - sigorta-sektoeruende-yeni-doenem-tam-hasarli-ve-agir-hasarli-araclarin-tespitine-iliskin-2025-12-sayili-genelge

Sigorta Sektöründe Yeni Dönem: Tam Hasarlı ve Ağır Hasarlı Araçların Tespitine İlişkin 2025/12 Sayılı Genelge

2025/12 sayılı Genelge, motorlu araç sigortalarında tam hasar ve ağır hasar tespitine dair usulleri düzenlemiştir. Sigorta şirketlerine bildirim zorunluluğu getirerek süreçleri şef...

Dava Sürecinde Pay Sahipliğinin Korunması: Aktif Dava Ehliyeti Açısından Önalım Hakkı - dava-suerecinde-pay-sahipliginin-korunmasi-aktif-dava-ehliyeti-acisindan-oenalim-hakki

Dava Sürecinde Pay Sahipliğinin Korunması: Aktif Dava Ehliyeti Açısından Önalım Hakkı

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 2019/1471 E., 2020/573 K. sayılı kararına göre, önalım davası süresince davacı, dava konusu payı mülkiyetinde tutmalı; aksi hâlde aktif dava ehliyetini kaybeder ve davası reddedilir. Tüm detaylar bu yazımızda!!

UETS Üzerinden Gönderilen İcra Emirlerinde 5 Günlük Süre Dolmadan Haricen Tahsil: Tahsil Harcı Alınamaz - uets-uezerinden-goenderilen-icra-emirlerinde-5-guenluek-suere-dolmadan-haricen-tahsil-tahsil-harci-alinamaz

UETS Üzerinden Gönderilen İcra Emirlerinde 5 Günlük Süre Dolmadan Haricen Tahsil: Tahsil Harcı Alınamaz

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2022/4171 E., 2022/11007 K. sayılı kararında, UETS ile gönderilen ödeme emrinin 5 günlük süresi dolmadan yapılan tahsil işlemlerinde tahsil harcı alınamayacağına hükmedilmiştir. Tüm detaylar bu makalemizde !

Arka Koltuk Yolcusunun Emniyet Kemeri Kullanma Zorunluluğu ve Trafik Kazasında Tazminat Talepleri - arka-koltuk-yolcusunun-emniyet-kemeri-kullanma-zorunlulugu-ve-trafik-kazasinda-tazminat-talepleri

Arka Koltuk Yolcusunun Emniyet Kemeri Kullanma Zorunluluğu ve Trafik Kazasında Tazminat Talepleri

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2021/3759 E. ve 2021/4961 K. sayılı kararında, arka koltuk yolcusunun emniyet kemeri kullanma zorunluluğu olmadığını belirtmiş, ancak kazada emniyet keme...

Tapu Kaydındaki Hataların Düzeltilmesi İçin Tapu Müdürlüğüne Başvuru Zorunlu Değildir! - tapu-kaydindaki-hatalarin-duezeltilmesi-icin-tapu-mueduerlueguene-basvuru-zorunlu-degildir

Tapu Kaydındaki Hataların Düzeltilmesi İçin Tapu Müdürlüğüne Başvuru Zorunlu Değildir!

Tapu kaydındaki hataların düzeltilmesi için dava açmadan önce Tapu Müdürlüğüne başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2021/209 sayılı kararı, bu tür h...

23 Nisan’ın 105. Yılında, Milli Egemenliğimizi ve Geleceğimizin Teminatı Çocuklarımızı Çoşkuyla Kutluyoruz! - 23-nisan-ulusal-egemenlik-ve-cocuk-bayrami-nin-105-yilinda-gelecegimizin-teminati-cocuklarimizi-ve-milli-irademizi-coskuyla-kutluyoruz

23 Nisan’ın 105. Yılında, Milli Egemenliğimizi ve Geleceğimizin Teminatı Çocuklarımızı Çoşkuyla Kutluyoruz!

Lexis Hukuk ailesi olarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu özel günü coşku ve minnetle kutluyoruz!

Eşe Hediye Alınan Araç Boşanma Sonrası Paylaşılır mı? Yargıtay Ne Diyor? - ese-hediye-alinan-arac-bosanma-sonrasi-paylasilir-mi-yargitay-ne-diyor

Eşe Hediye Alınan Araç Boşanma Sonrası Paylaşılır mı? Yargıtay Ne Diyor?

Doğum günü hediyesi olarak verilen aracın boşanma halinde kişisel mal sayılıp sayılmadığı, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2015/16133 E. 2016/6077 K. sayılı kararı ışığında inceleniyor. Tüm detaylar bu makalemizde !!

Adres
BALGAT MAH. DOKTOR SADIK AHMET CADDESİ KREŞ APT. NO:49/1 ÇANKAYA ANKARA

İletişim Formu

YASAL UYARI

Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.