Ceza Hukuku Nedir?

Ceza Hukuku Nedir? - 7

Ceza Hukuku Nedir?

Ceza hukuku, suç olarak adlandırılan hukuka, ahlaka vs. aykırı, haksızlık teşkil eden, hukuki değerleri zedeleyen, toplumsal düzeni bozucu davranışlar ile bunlara uygulanacak ceza ve diğer yaptırımları, cezaların infazını ve bunların yargılama aşamasını düzenleyen birçok hukuk kuralından oluşmuş bir hukuk alanıdır.

Hukukun toplumsal düzeni sağlama ve koruma amacı ve işlevi çerçevesinde ceza hukuku da suç işlenmesinin önlenmesini, bireyler arasında haksızlık yaratan, suç teşkil eden fiillerin cezalandırılmasını, bireylerin tatmin edilmesini, suçluların da ıslah edilerek topluma geri kazandırılmasını amaçlamaktadır.

Ceza hukukunun konusu genel olarak suç kavramının maddi ve manevi unsurlarıyla tanımı, ceza hukukuna hakim olan genel ilkeler, ceza kavramının tanımı, suçu ortadan kaldıran nedenler, cezayı azaltan ve ortadan kaldıran nedenler gibi bütün suçlar için geçerli olan ilke ve teorilerdir. Bunlara ek olarak ceza yargılaması ve infazı da ceza hukuku alanına girer.

Ceza hukuku alanında başlıca aktörler ve müesseseler şunlardır; 

  • Şüpheli/Sanık: Suç işlediği şüphesi bulunan kişidir. Kişi, kolluk ve Cumhuriyet Savcısı tarafından yürütülen soruşturma aşamasında şüpheli, hakim ve mahkeme tarafından yürütülen kovuşturma (dava) aşamasında ise sanık olarak anılır.

  • Mağdur/Suçtan Zarar Gören: Suçtan etkilenen gerçek ve tüzel kişilerdir.

  • Katılan: Mağdur veya suçtan zarar görenin kamu davasındaki sıfatıdır.

  • Cumhuriyet Savcıları ve Kolluk: Bunlar iddia makamını teşkil ederler.

  • Müdafii ve Mağdur Vekilleri: Bunlar savunma makamını teşkil ederler. Şüpheli/Sanık avukatına müdafii, mağdur/suçtan zarar gören avukatına vekil denir.

  • Sulh Ceza Hakimliği: Hem soruşturma hem kovuşturma aşamasında yer alır. Tutukluluk hakkındaki kararları bu makam verir.

  • Asliye Ceza ve Ağır Ceza Mahkemeleri: Bunlar hüküm/yargılama makamını teşkil eder.

  • İnfaz ve Koruma Memurları: Bunlar ıslah evleri ve cezaevlerinde bulunanların barınma, yeme içme ve hayatlarını sürdürme ihtiyaçlarına yardımcı olan personeldir.

  • Hükümlü:  Ceza yargılaması neticesinde hakkında verilen mahkumiyet hükmü kesinleşen kişidir.

  • Hükümözlü: Hakkında mahkemece verilen mahkumiyet hükmü henüz kesinleşmemiş ancak halen tutuklu bulunan kişidir. 

  • Müşteki: İlgili makamlara suç ile ilgili şikayette bulunan mağdur veya suçtan zarar gören kişidir.

     

İddia, savunma ve yargılama olmak üzere 3 faaliyet üzerine bu sisteme ve bu işleyişe ‘’Ceza muhakemesi’’ adı verilir. Ceza muhakemesinin amacı, usul hukuku kurallarına riayet etmek ve şüpheli, sanık ve mağdurun haklarını gözetmek suretiyle maddi gerçeğe ulaşmaktır. Bu süreçte soruşturma ve kovuşturma ile suç şüpheleri aydınlatılır, sonuçlandırılır. Devamında ise eğer bir ceza hükmü kurulmuşsa bunun infazı aşamasına geçilir. 

Bir kişinin cezalandırılacak bir suç teşkil etmesi için belli unsurların mevcut olması gerekmektedir. Suçu yaratan temel unsurlar, kanuni unsur, maddi unsur, hukuka aykırılık unsuru ve manevi unsurdur.

Ceza Hukuku İlkeleri

Ceza hukukunun genel kabul gören ilkeleri şunlardır:

Suç Ve Cezada Kanunilik İlkesi: Bu ilkeye göre haksızlık teşkile eden fiilin  bir suç olarak kabul edilmesi ancak ceza kanunlarında düzenlenmek suretiyle mümkün olabilir. Yine bir ceza da ancak ceza kanunlarında belirlenmek suretiyle uygulanabilir. Dolayısıyla kanunlarda yer almayan bir suçtan dolayı kimse suçlanamaz ve kimseye kanunlarda yer almayan bir ceza verilemez. Suç ve cezada kanunilik ilkesinin sonuçları; belirlilik, aleyhe yasanın geçmişe yürümemesi, kıyas yasağı, idarenin düzenleyici işlemleriyle suç oluşturması ve ceza verme yasağı, örf ve adete dayanarak suç oluşturma ve ceza verme yasağıdır.

  1. Belirlilik İlkesi: Bu ilke ceza hukukunda kişilere uygulanacak suç ve cezaların, yargılamayı yapacak mahkeme ve hakimlerin henüz suç meydana gelmeden önce belli olmasını, diğer bir ifadeyle kişiye, zamana vs. göre subjektif fiili suç, ceza ve mahkemelerin tesis edilemeyeceğini ifade eder. Bireylerin gerçekleştirecekleri fiillerin sonuçlarını önceden bilmesi amaçlanır. Suçun unsurları, suç işlenmesi halinde verilecek ceza, ağırlatıcı nedenler, güvenlik tedbirleri yasada açıkça belirlenmiş olmalıdır.

  2. Kıyas Yasağı: Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. Suç ve ceza içeren hükümlerin uygulanmasında ve yorumlanmasında kıyas mutlaka yasakken suç ve ceza içermeyen hükümler yönünden kıyas yapılmasında sakınca bulunmamaktadır.

  3. Ceza Kanunlarının Geçmişe Yürütülmesi Yasağı: İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbirine hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar. Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur

  4. Cezaların Şahsiliği İlkesi: Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.Eşitlik İlkesi: Ceza kanunları karşısında herkes eşittir. Ceza hukuki kişiyi değil fiili esas alır ve aynı fiili/suçu gerçekleştiren herkes aynı biçimde yargılanır.

  5. Non Bis In Idem/Aynı Fiilden Dolayı İki Kez Yargılama Yasağı İlkesi: Hiç kimse, ceza yargılamasında kesin/kesinleşmiş bir hükümle mahkûm edildiği ya da beraat ettiği bir fiilden dolayı ceza yargılaması kapsamında yeniden yargılanamaz veya cezalandırılamaz.

  6. Masumiyet Karinesi/İlkesi: Masumiyet karinesi, hakkındaki hüküm kesinleşinceye kadar, şüpheli/sanığın suçlu muamelesi görmemesini ve lekelenmemesini ifade eder. 

  7. Kusursuz Ceza Olmaz İlkesi: Suç oluşturacak davranışların kusurlu olması gerekir. Modern ceza kanunu kusursuz sorumluluk ilkesini kabul etmemektedir. Herkes kusuruna göre cezalandırılır. Suçun işlenmesine kusursuzca sebep olan kişi cezalandırılmaz. Fail, kusursuz hareketi nedeniyle cezalandırılamaz. Ceza, failin kusuru ile orantılı olarak verilebilir. Ceza hukukunda objektif sorumluluk nedenlerine yer verilemez. Failin geçmişine veya kişisel özelliklerine değil, eylemine bakılarak suçlu olup olmadığı saptanır.

Ceza Hukukunun Bölümleri

Ceza hukuku, üç ana bölüme ayrılmaktadır. Bunlar;

  • Maddi ceza hukuku (genel ve özel hükümler)

  • Ceza muhakemesi hukuku ve

  • Ceza infaz hukukudur.

Maddi Ceza Hukuku: Maddi ceza hukuku, hangi fiillerin suç oluşturduğunu, suçun unsurlarını, cezaları, cezalandırmanın koşullarını, cezaların belirlenmesini ve bunlara ilişkin usul ve esasları belirler. Maddi ceza hukuku genel hükümler ve özel hükümlerden oluşur. Bu düzenlemeler temel olarak Türk Ceza Kanununda yer alır. Genel Hükümler: tüm suçlar için geçerli ortak prensipleri düzenlerken, Özel Hükümler: Her bir suç tipini ve cezalarını ayrı ayrı düzenleyen hükümlerdir. 

Ceza Muhakemesi Hukuku: Ceza muhakemesi bir suç fiili ve şüphesi ile ilgili olarak maddi gerçekliğin ortaya çıkarılması faaliyetidir. Ceza muhakemesi hukuku genel olarak soruşturma ve kovuşturma aşamalarından oluşur. Yargılamanın, iddia (cumhuriyet savcılığı), savunma makamı (şüpheli/sanık ve müdafi) ve yargılama makamı (hakimlik ve mahkemeler) olmak üzere üç tarafı bulunmaktadır. Yakalama, gözaltı, tutuklama, arama-el koyma, telefon dinleme gibi tedbirler bu sürecin yürütülmesinde başvurulan yöntemlerdir. Ceza Muhakemesi Hukukunun temel mevzuatı Ceza Muhakemesi Kanunu’dur.

Ceza İnfaz Hukuku: Ceza infaz hukuku, ceza muhakemesi neticesinde sanığın bir yaptırıma mahkum edilmesi halinde, bu yaptırımların nasıl infaz edileceğine ilişkin kuralları düzenler. Hapis cezalarının hangi tip infaz kurumunda infaz edileceği, infazın ne zaman başlayacağı ne zaman biteceği, koşullu salıverme gibi konular bu kapsamda ele alınmaktadır. Ceza İnfaz Hukukunun temel mevzuatı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanundur.

 

 

Ceza hukuku alanını düzenleyen başlıca kanunlar şunlardır;

  • Türk Ceza Kanunu

  • TCK Yürürlük ve Uygulama Kanunu, 

  • Kabahatler Kanunu

  • Terörle Mücadele Kanunu

  • Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu

  • Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun

  • Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Kanunu, Adli Sicil Kanunu

  • Ceza Muhakemeleri Kanunu

  • Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun

Ceza hukuku alanını düzenleyen temel kanun Türk Ceza Kanunudur. Farklı özel kanunlarda düzenlenen birçok başka suç türü mevcut olsa da esas suç ve cezalar TCK’da düzenlenmektedir. Ceza kanununda 2 çeşit hükümden söz etmek mümkündür;

  1. Genel Hükümler: tüm suçlar için geçerli ortak prensipleri ihtiva etmektedir. Burada esas itibariyle bir fiilin cezalandırılabilmesi için ihtiyaç duyulan koşullar ve bu şekilde bir fiilin işlenmesine bağlanan hukuki sonuçlar gösterilmektedir.

  2. Özel Hükümler: Her bir suç tipini ve cezalarını ayrı ayrı düzenleyen hükümlerdir. Bu hükümler Uluslararası suçlar, Kişilere karşı suçlar, Topluma karşı suçlar, Millete ve Devlete karşı suçlar olarak 4 ana bölüme ayrılmıştır.

Ceza Hukuku Kanunları ve Hükümleri

Ceza hukuku alanını düzenleyen başlıca kanunlar şunlardır;

  • Türk Ceza Kanunu

  • TCK Yürürlük ve Uygulama Kanunu, 

  • Kabahatler Kanunu

  • Terörle Mücadele Kanunu

  • Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu

  • Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun

  • Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Kanunu, Adli Sicil Kanunu

  • Ceza Muhakemeleri Kanunu

  • Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun

Ceza hukuku alanını düzenleyen temel kanun Türk Ceza Kanunudur. Farklı özel kanunlarda düzenlenen birçok başka suç türü mevcut olsa da esas suç ve cezalar TCK’da düzenlenmektedir. Ceza kanununda 2 çeşit hükümden söz etmek mümkündür;

  1. Genel Hükümler: tüm suçlar için geçerli ortak prensipleri ihtiva etmektedir. Burada esas itibariyle bir fiilin cezalandırılabilmesi için ihtiyaç duyulan koşullar ve bu şekilde bir fiilin işlenmesine bağlanan hukuki sonuçlar gösterilmektedir.

  2. Özel Hükümler: Her bir suç tipini ve cezalarını ayrı ayrı düzenleyen hükümlerdir. Bu hükümler Uluslararası suçlar, Kişilere karşı suçlar, Topluma karşı suçlar, Millete ve Devlete karşı suçlar olarak 4 ana bölüme ayrılmıştır.

Kabahatler Kanunu Nedir?

Ceza hukuku alanındaki kanunlardan biri de Kabahatler Kanunudur. Kabahatler de ceza hukukunun konusuna girmektedir. Esasen suç da kabahat de toplumsal düzeni bozan ve korunan bir hukuki değeri zedeleyen birer haksızlıktır. İkisi arasındaki farkın genel olarak bunlara uygulanacak yaptırım noktasında toplandığını söylemek mümkündür. Kanunda kabahat; kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık şeklinde tanımlanmıştır. Kabahatler için idari para cezası vs. yaptırımı uygulanırken suçlar için ceza veya güvenlik tedbiri yaptırımı uygulanmaktadır. Örneğin Türk hukukunda dilencilik ve kumar oynamak birer kabahat olarak düzenlenmiştir. 

Ceza Davası ve Hukuk Davası Farkı Nedir?

CEZA DAVASI

HUKUK DAVASI

  • Konusu bireylerin birbirlerine ve çeşitli kurum ve kuruluşlara karşı işledikleri suçları konu edinir.

  • Bireylerin birbirleriyle olan miras, borç, aile ilişkileri, ticaret gibi ilişkilerinden doğan uyuşmazlıkları konu edinir.

  • İlişki ve uyuşmazlıklara devlet müdahalesi söz konusudur.

  • İlişki ve uyuşmazlıklar bireylerin arasında teşekkül eder.

  • Ceza yargısı ve ceza mahkemeleri hukuk yargısından ayrı bir rejimdir.

  • Adli yargıda ve adli mahkemelerde görülür.

  • Yargılamalarda toplumun ve bireylerin korunması ile kamu yararı ön plandadır.

  • Yargılamalarda tarafların iradesi ön plandadır.

  • Kural olarak bir suç söz konusu olduğunda adli makamlar resen harekete geçerek soruşturma ve kovuşturmayı yürütür.

  • Kural olarak tarafların aralarındaki uyuşmazlıkları dava konusu etmeme tercihi mevcuttur.

Ceza Davası Nasıl Açılır/Dava Süreci

          Ceza hukuku genel olarak suç ve cezanın tanımlanması, soruşturulması, kovuşturulması yani yargılanması ve cezanın infazı aşamalarından oluşur. Tüm bu sürece ceza muhakemesi ismi verilir. Ceza muhakemesi suç şüphesi ile başlar ve hüküm ile sona erer. Akabinde infaz aşamasına geçilir.

 

            İlk olarak bir fiil ve ilişkili suçun tanımlanması ile hukuk normlarına aykırılık teşkil eden bir fiil saptanmış olur ve böylece suç şüphesi oluşur.

 

Şikayet, ihbar veya kolluk gibi adli makamların tespiti ile bir suç şüphesi oluşmasıyla ve bunun adli makamlara yani kolluk ve Cumhuriyet savcısına intikali ile soruşturma evresi başlar. Bu evrede deliller toplanır, suçun oluşup oluşmadığı vs. saptanır ve C. Savcısı tarafından bir iddianame hazırlanır.

 

İddianamenin ceza mahkemesince kabulü ile kovuşturma evresi başlar. Suçun oluşumuna dair tüm hususlar değerlendirilir ve suçlar, suçlular ve ceza belirlenir.

 

Son olarak da verilen ceza hükmünün uygulanması yani infaz aşamasına geçilir. Cezaevinde veya başka bir yöntem ile ceza hayata geçirilir.

 

Her bir aşama için farklı sürelerden söz etmek mümkündür.

            

ADIM

SÜRE

Soruşturma Aşaması

Yaklaşık 6 ay sürer.

İddianame Hazırlama Aşaması

Yaklaşık 1-2 ay sürer.

Kovuşturma Aşaması (duruşma ve yargılama)

Suç türüne göre değişir ancak en az 6 ay sürer.

Karar ve Hüküm Aşaması

Yaklaşık 1 ay sürer.

İnfaz Aşaması

İnfaz işlemleri son derece hızlı gerçekleştirilir.

 

            Önemle belirtmek gerekir ki yukarıdaki tabloda ceza muhakemesi evreleri için belirtilen süreler suçun türüne, suçun işlenişine, taraflara ve taraf sayısına, yargılamayı yapan mahkemeye vs. göre değişmektedir. Örneğin terör suçları,örgütlü suçlar gibi bakımından söz konusu sürelerin çok daha uzun olabileceğini belirtmek gerekir.

 

Ceza soruşturması ve davası, kişilerin kolluk birimlerine veya savcılığa veya yetkili başka makamlara yapacakları şikayet ya da ihbar ile başlayabileceği gibi yetkili makamların bir suçtan kendilerinin haberdar olması ile de başlayabilir. Bu noktada eğer bir ceza davası açılması düşünülüyorsa muhakkak ceza hukuku alanında çalışan bir avukattan hukuki yardım alınmalıdır. Ceza hukuku alanı insan haklarına ve özgürlüğüne doğrudan ve devlet eliyle müdahale eden bir alan olduğu için bu alanda hak kaybına uğramamak için mutlaka hukuki yardım alınmalıdır.

Ceza Davası Avukatla Takip Edilmek Zorunda Mıdır?

            Genel olarak Türk hukuku bakımından hukuk ve ceza davalarında bir avukat tutma zorunluluğu söz konusu değildir. Ancak ceza hukuku bakımından bazı özellik arz eden düzenlemeler mevcuttur. Ceza hukukunda bazı durumlarda davanın müdafii ile takibi zorunludur.

            Ceza hukuku yargılamalarında müdafiden yararlanma hususundaki bazı kurallar şunlardır;

  • Şüpheli veya sanık, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafiin yardımından yararlanabilir.

  • Soruşturma evresinde, ifade almada en çok üç avukat hazır bulunabilir. 

  • Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından yürütülen kovuşturmalarda, duruşmada en çok üç avukat hazır bulunabilir. (3) 

  • Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz. 

  • Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. 

  • Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir. 

  • Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir. Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada şüpheli veya sanığın istemi aranmaksızın müdafi görevlendirilir.

 

            Ayrıca belirtmek gerekir ki ceza davalarında kural olarak avukat tutmak zorunlu olmasa da bu derecede önemli ve karışık davaların mutlaka avukat ile takip edilmesi gerekmektedir.

Ceza Davasında Devlet/Baro Avukat Ataması Yapar Mı?

            Bu sorunun cevabı evettir. Müdafiinin atanmasına ilişkin usul CMK md. 156 hükmünde düzenlenmiştir. Buna göre;

 

            Yukarıda belirttiğimiz zorunlu müdafinin söz konusu olduğu durumlarda müdafii;

 

  • ‘’Soruşturma evresinde, ifadeyi alan merciin veya sorguyu yapan hâkimin istemi üzerine,

  • Kovuşturma evresinde, mahkemenin istemi üzerine, 

    Baro tarafından görevlendirilir. 

     

    Yukarıda belirtilen hâllerde müdafi soruşturmanın veya kovuşturmanın yapıldığı yer barosunca görevlendirilir. 

     

    Şüpheli veya sanığın kendisinin sonradan müdafi seçmesi halinde, baro tarafından görevlendirilen avukatın görevi sona erer.’’

Ceza Hukukunda Yaptırım Türleri Nelerdir?

           Ceza hukukunda yaptırım türleri ikiye ayrılır;

 

  1. Cezalar

  2. Güvenlik Tedbirleri

 

            Ceza hukukunda cezalar da ikiye ayrılır; 1) Hapis cezası, 2) Adli Para Cezası

 

            TCK’da tanımlanan birçok suç bakımından süreli hapis cezası, müebbet hapis cezası ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası düzenlenmiştir. Bununla birlikte bazı durumlarda hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi ya da özellikle maddi boyutu olan suçlarda hapis cezasının yanında adli para cezasına hükmedilmesi de mümkündür.

 

            Hapis cezasını miktarı suç tiplerini düzenleyen özel hükümler ile TCK’nın Cezanın belirlenmesi başlıklı md. 61 hükmündeki hususlar dikkate alınarak belirlenir.

            

            Adli para cezası miktarı, kanunun belirlediği gün sayısı ve bir günün karşılığı olan miktarla çarpılarak bulunur.

 

            Güvenlik tedbirleri ise suç işleyen veya suç işlemeye eğilimli kişilere yönelik olarak, toplumun ve bireyin güvenliğini sağlamak amacıyla uygulanan önlemlerdir. Güvenlik tedbirlerine de hapis cezasına ek olarak ya da cezadan bağımsız bir şekilde hükmedilebilir. 

 

Güvenlik tedbirleri, failin tehlikelilik durumuna göre belirlenir.

 

TCK’ya göre güvenlik tedbirleri şunlardır:

 

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

  • Eşya Müsaderesi

  • Kazanç Müsaderesi

  • Çocuklara Özgü Güvenlik Tedbirleri

  • Akıl Hastalarına Özgü Güvenlik Tedbirleri

  • Suçta Tekerrür Ve Özel Tehlikeli Suçlular

  • Sınır Dışı Edilme

  • Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbirleri

Ceza Hukuku ile İlgili Mahkemeler

            Suçun türü ve unsuruna göre ceza hukuku ile ilgili mahkemeler, aşağıda sıralanmıştır: 

  • Asliye Ceza Hakimliği,

  • Sulh Ceza Hakimliği,

  • Ağır Ceza Mahkemeleri,

  • Çocuk Mahkemeleri,

  • İcra Ceza Mahkemeleri,

  • Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemeleri,

  • İstinaf Mahkemeleri,

  • Yargıtay Ceza Daireleri.

İçeriği fark etmeksizin tüm ceza davaları kamu davası niteliğindedir. Çünkü, savcılık şartları varsa dava açmak zorundadır. 

Henüz ceza davasının açılmadığı soruşturma aşamasında soruşturma işlemlerine dair kararlar Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilir. Örneğin tutukluluk, yakalama, gözaltı durumları hakkında karar vermek Sulh Ceza Hakimliğinin görevidir. Ayrıca, adli kontrol, gözaltı, tutuklama, ev arama, el koyma, telefon dinleme gibi birçok önemli soruşturma kararını verme yetkisine de sahiptir. Cumhuriyet savcılığı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına ve kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararları itiraz mercii olarak incelemek de görevleri arasındadır.

Ceza davalarına bakmakla görevli genel mahkemeler ise şunlardır:

  • Ağır ceza mahkemesi,

  • Asliye ceza mahkemesi.

            Ağır ceza mahkemesi ile asliye ceza mahkemesi arasındaki temel fark bu mahkemelerde görülen dava konusu edilen suçlara ve bunların cezalarının miktarına ilişkindir. 10 yıl ya da daha az hapis cezası gerektiren dava ve işlere asliye ceza mahkemesi bakmakla görevliyken 10 yıldan fazla hapis cezası gerektiren dava ve işlere bakmakla görevli olan mahkeme ise ağır ceza mahkemesidir.

Genel mahkemeler dışında suçun niteliği veya suç işleyenin sıfatı nedeniyle ceza davalarına bakmakla görevli bazı özel mahkemeler de vardır:

  • Çocuk mahkemesi,

  • Çocuk ağır ceza mahkemesi,

  • Fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi.

  • İcra ceza mahkemesi

Ceza Hukukunda Dava Türleri

            Ağır ceza mahkemesinin görevine giren ceza davaları şu suçlarla ilgilidir:

  • Yağma (Gasp) suçu,

  • Kasten adam öldürme suçu,

  • Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu,

  • Taksirle ölüme neden olma,

  • İrtikap suçu,

  • Zimmet suçu,

  • Rüşvet suçu,

  • Resmi belgede sahtecilik suçu,

  • Nitelikli dolandırıcılık suçu,

  • Hileli iflas suçu.

  • Devletin egemenlik alametlerine ve organlarının saygınlığına karşı suçlar,

  • Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar,

  • Milli savunmaya karşı suçlar,

  • Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk,

  • 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren propaganda yapma suçu ve örgüt üyeliği suçu vb. siyasi nitelikli suçlar.

  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren, yani üst sınırı 10 yıldan fazla olan tüm suçlara ilişkin davalara bakma görevi ağır ceza mahkemesine aittir. Örneğin, TCK md. 197/1’de düzenlenen parada sahtecilik suçu ve uyuşturucu madde imal veya ticareti suçu ile ilgili davalarda ceza üst sınırı nedeniyle ağır ceza mahkemesi görevlidir.

Asliye ceza mahkemesinin bakmakla görevli olduğu ceza davalarına ilişkin suçlar ise şunlardır:

  • Vergi kaçakçılığı suçları,

  • İhaleye fesat karıştırma suçu,

  • Uyuşturucu kullanılmasını kolaylaştırma suçu,

  • Kasten yaralama suçu,

  • Taksirle adam yaralama suçu,

  • Cinsel taciz suçu,

  • Cinsel saldırı suçu (TCK md.102/1),

  • Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu,

  • Tehdit suçu,

  • Şantaj suçu,

  • Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu,

  • Konut dokunulmazlığının ihlali suçu,

  • Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu,

  • Hakaret suçu

  • Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu

  • Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu,

  • Hırsızlık suçu

  • Mala zarar verme suçu,

  • Güveni kötüye kullanma suçu,

  • Bedelsiz senedi kullanma suçu,

  • Basit dolandırıcılık suçu,

  • Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu,

  • Karşılıksız yararlanma suçu,

  • Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu,

  • Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması suçu,

  • Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu,

  • Çevrenin kasten ve taksirle kirletilmesi suçu,

  • Gürültüye neden olma suçu,

  • İmar kirliliğine neden olma suçu,

  • Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti suçu,

  • Uyuşturucu madde kullanma veya bulundurma suçu,

  • Usulsüz ölü gömülmesi suçu,

  • Parada sahtecilik suçu

  • Mühür bozma suçu,

  • Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu,

  • Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçu,

  • Özel belgede sahtecilik suçu,

  • Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu,

  • Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu,

  • Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit suçu,

  • Suç işlemeye tahrik suçu,

  • Suçu ve suçluyu övme suçu,

  • Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu,

  • Kanunlara uymamaya tahrik suçu,

  • Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma suçu,

  • Hayasızca hareketler suçu,

  • Müstehcenlik suçu,

  • Fuhuş suçu,

  • Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçu,

  • Dilencilik suçu,

  • Aynı konutta birlikte oturduğu kişilere kötü muamele suçu,

  • Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu,

  • Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu,

  • Tefecilik suçu,

  • Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme suçu

  • Bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu,

  • Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu,

  • Görevi kötüye kullanma suçu,

  • Görevi yaptırmamak için direnme suçu,

  • İftira suçu,

  • Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu,

  • Suç üstlenme suçu,

  • Suç uydurma suçu,

  • Suçluyu kayırma suçu,

  • Yalan tanıklık suçu,

  • Yalan yere yemin suçu,

  • Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu,

  • Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçu,

  • Suçu bildirmeme suçu,

  • Soruşturma veya kovuşturmanın gizliliğini ihlal suçu,

  • Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu,

  • Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu,

  • Başkası yerine ceza infaz kurumuna veya tutukevine girme suçu,

  • Hükümlü veya tutuklunun kaçması ve ayaklanması suçu,

  • İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçu,

  • Cumhurbaşkanına hakaret suçu,

  • Halkı askerlikten soğutma suçu,

  • Askeri yasak bölgelere girme suçu.

     

Ceza Hukuku Avukatlık ve Danışmanlık Ücretleri

            Ceza davası avukatlık ve danışmanlık ücretleri müvekkil ile avukat arasında somut olayın özelliklerine göre değişkenlik gösterir ve taraflar arasında serbest bir biçimde belirlenmektedir. Bu noktada avukatlar için asgari ücret niteliği gösteren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) önem arz eder. Avukatların bu tarifede belirtilen ücretlerin altında bir ücretle iş alması yasaktır. Bu asgari ücretler davaların karmaşıklığına, mahkemesine, sürecin uzunluğuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Ayrıca avukatlık asgari ücret tarifesi her yıl yenilenir ve güncellenir. Bunun yanında Ankara Barosu Avukatlık Tavsiye Ücret Tablosu mevcuttur. Bu ücret tarifesinin bir öneri niteliği taşıdığı da belirtilmelidir. Avukatlık ücretleri yine avukat ve müvekkil arasında; asgari ücret tarifesi, çalışma saatleri, davaya hazırlık süreci, delil toplama işlemleri, savunma stratejilerinin belirlenmesi, duruşmalar, müvekkil ile iletişim, avukatın deneyimi, uzmanlığı, bulunduğu şehir veya bölge gibi faktörlere bağlı olarak serbest bir şekilde belirlenmektedir.

İçeriklerimiz

Adres
Oğuzlar Mah. Barış Manço Cad. No:7/1 Balgat Çankaya /Ankara

İletişim Formu

YASAL UYARI

Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.